Tebliğname No : 11 - 2011/142316MAHKEMESİ : Söke 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 30/12/2010NUMARASI : 2006/381 (E) ve 2010/439 (K)SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır. Katılana ait petrol istasyonunda çalışan ve akaryakıt satışı yaparak para tahsil etmeye yetkisi bulunan sanığın, şirket müşterilerine veresiye akaryakıt sattığı, bedelini ise daha sonra tahsil etmek üzere şirket veresiye defterine kayıtladığı; ancak veresiye sattığı yakıtın bedellerini müşterilerden bilahare tahsil etmesine rağmen şirket kasasına intikal ettirmeyerek uhdesinde bulundurmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Soruşturma aşamasında tanık M.. A.. A.. ile diğer tanıkların alınan ifadelerinde; 2005 yılının Ekim ve Aralık aylarında sanıktan mazot alışverişinde bulunduklarını beyan etmeleri karşısında; suç tarihi ile uygulanacak olan kanunun kesin ve net bir şekilde tespiti bakımından, sanığın eylemlerinin hangi tarihlere kadar devam ettiğinin net bir şekilde belirlenerek, atılı suçun 765 sayılı Türk Ceza Kanunu zamanında işlendiğinin anlaşılması halinde, zamanaşımı hükümlerinin uygulanmasının gerekeceği; suçun 2005 yılının Aralık ayına kadar teselsül ettiğinin belirlenmesi halinde ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 155/2. maddesi hükümlerinin uygulanacağı dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.