Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4666 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10632 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; mağdur ...'ın kendisine ait büyükbaş hayvanını satmak için hayvan pazarına gittiği, bir süre sonra yanına gelen sanıkların kurbanlık almak istediklerini söyleyip pazarlık yaptıkları ve 1600 TL'ye anlaştıkları, sanıkların yanlarında para bulunmadığını, babalarından para bulacaklarını söyleyerek kiraladıkları bir araca büyükbaş hayvanı yükledikleri ve sanık ... ile mağdurun aynı araç ile gittikleri, sanık ...'ın ise arkalarından taksi ile geldiği, şehir merkezine geldiklerinde sanık ...'nın aracı durdurarak “diğer sanığı bekleyelim” dediği, bir süre bekledikleri fakat diğer sanık ...'ın gelmemesi üzerine telefonla aradıkları, sanık ...’ın kendilerini beklediğini söylediği binanın önüne gittikleri, sanık ...'nın “mağdura paranı vereyim” diyerek birlikte oradaki bir apartmana girdikleri ve 3. kata çıktıkları, mağdurun dizleri ağrıdığı için merdivenden geç çıkması nedeniyle, sanık ...'nın üst katlardan asansörle tekrar aşağıya indiği ve sanıkların büyükbaş hayvanı da alarak ortadan kayboldukları, apartmanın 3. katına çıkan mağdurun sanık ...'yı bulamaması üzerine aşağıya indiğinde büyükbaş hayvanının içerisinde bulunduğu aracın da yerinde olmadığını gördüğü, sanıkların soruşturma aşamasında mağdurun zararını giderdikleri sabit olmakla, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5271 sayılı CMK'nın 326/2. maddesi uyarınca iştirak halinde işlenen suçlarda sanıkların, sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinden ayrı ayrı sorumlu oldukları gözetilmeden yazılı şekilde yargılama giderinin sanıklardan “müteselsilen” tahsiline karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, “müteselsilen” ibaresinin çıkartılıp yerine “eşit olarak” denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.