Tebliğname No : 11 - 2010/239339MAHKEMESİ : Ardahan Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 30/12/2009NUMARASI : 2009/90 (E) ve 2009/525 (K)SUÇ : DolandırıcılıkDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılan Memet'in suç tarihinde çalınan büyükbaş hayvanlarını bulmak amacıyla sanığın köyüne geldiği, sanık Mamil ile çalınan hayvanlarının bulunması konusunda tanıklar N.. M.. ve M.. K..'ın yanında görüştüğü, hayvanların bulunmasına yardımcı olma karşılığında 3.000 TL ödemek üzere katılan ile sanığın anlaştıkları, katılanın ilk önce 500 TL'yi sanığa verildiği, 2.500 TL'sinin ise hayvanların iadesinde verileceğini kararlaştırdıkları, ayrıca sanığın talebi üzerine katılanın 100 TL'de mazot parası verdiği, ancak sanığın hayvanları bulup iade etmek hususunda katılanı değişik bilgiler vererek oyaladığı, bilahare hayvanları iade etmediği ve aldığı parayı da geri vermediği ve bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda; sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında katılandan 600 TL almadığını, sadece 100 TL mazot parası aldığını, hayvanlarını bulmak için birlikte Susuz İlçesine gittiklerini, ancak hayvanları çaldığını öğrendiği E.. M.. isimli kişinin hayvanları vermediğini, bunun üzerine tanık Mettin'in katılandan almış olduğu 2.400 TL'yi geri verdiğini beyan etmesi, tanık Mettin'in de sanığın savunmasını doğrulaması, katılanın da tanık Mettin'e verdiği 2.400 TL'yi geri aldığını beyan etmesi, ayrıca tanık Niyazi istinabe yoluyla alınan ifadesinde katılanın sanığa 500 TL verdiğini beyan etmiş ise de, kolluktaki ifadesinde katılanın yanında parası olmadığı için tanık T.. M..'nun parayı verdiğini beyan ettiği, tanık T.. M..'nun ise ifadesinde sanığa para verilmesiyle ilgili bilgisi ve görgüsü olmadığını söylemesi karşısında, katılanın soyut iddiası ile yakın akrabası olan tanık Niyazi'nin çelişkili ifadelerinden başka sanığın katılandan mazot parası dışında para aldığına dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği gibi, sanığın katılana yönelik hileli bir davranışı bulunmadığı, eylemin bu haliyle hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.