Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 454 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 22975 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 15 - 2012/33438İNCELENEN KARARIN;MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1.Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 20/12/2011NUMARASI : 2008/347, 2011/910SANIK : A.. A..SUÇ TARİHİ : 29/08/2007SUÇ : Dolandırıcılık Sanığın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanın, adına kayıtlı ....... plakalı suça konu araç ile sanığın sahibi olduğu Mavican Turizm isimli şirkette servis şoförlüğü yaptığı, kaza yapması sonucu katılan tarafından tamir edilmesi için ..... Otomotiv'e bırakılan aracın sanık tarafından buradan alınarak Gaziantep İli'ne götürüldüğü ve hurda niyetine satıldığı, sanığın bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın savunmasında suça konu aracı, İ.. D... adına Şanlıurfa ..... kredi kullanarak ..... Otomotiv'den satın aldığını, taksitleri bittikten sonra işlerinin bozulması nedeniyle aracı müştekiye devrettiğini ve katılan adına Doğuş Finans'tan 30.000 TL kredi kullandığını, aracın kaza yapmasından sonra aldığı sigorta bedeli ile de katılanın kredi borcunun ödendiğini belirtmesi karşısında, sanığın savunmasında adı geçen İhsan Dirik'in kimlik bilgilerinin tespit edilip, olaya ilişkin tanık sıfatıyla beyanlarının tespiti, ayrıca Çakmak Otomotiv yetkililerinden söz konusu aracın satımı esnasında sanığın da bulunup bulunmadığının Şanlıurfa ...... Şubesinden sanığın savunmasında belirttiği kredi ödemelerinin kim tarafından yapıldığının sorulması, sanığa ait firmada sanığın aracının çalışmasına ilişkin taraflar arasında yapılmış sözleşme bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre, sanığın eyleminin TCK'nın 155/1.maddesi kapsamında olup olmadığı ve suç kastı bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılarak karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.