MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : BeraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır. Katılan ... Şirketi ile sanıkların yetkilileri olduğu ...Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi arasında acentelik sözleşmesinin düzenlendiği, sanıkların, katılan ... şirketi adına faaliyet alanına giren bölgede sigorta poliçelerini katılan şirket nam ve hesabına akdetmek ve tahsil ettiği primleri komisyon ve ilgili vergiler düşüldükten sonra katılan şirkete iade etmeleri gerekirken tahsil edilen paraları şirkete iade etmeyip uhdelerinde bulundurmak suretiyle üzerlerine atılı olan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; Söz konusu kararın içeriğine göre; mevcut delillerin tartışılıp değerlendirildiği, ulaşılan kanaat ve delillerle sonuç arasında bağ kurularak kanuna uygun biçimde gerekçe yazıldığının anlaşılması karşısında; bu nedenle bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. 1-Sanıklar ..., ..., ..., ... ile ... haklarında kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde; Oluşa, sanıkların savunmalarına, 28.10.2008 tarihli acentelik sözleşmesi içeriğine, katılan vekilinin aşamalardaki beyanlarına, ... Noterliği tarafından düzenlenen 29.01.2008 tarihli imza sirkülerine, ticaret sicil gazetesindeki ilanlar ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların üzerlerine atılı olan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerine ilişkin katılan şirketin iddiasından başkaca, somut ve kesin bir delil elde edilememesi karşısında, kuşkudan sanık yararlanır ilkesi dikkate alınarak; sanıkların beraatlerine dair verilen kararlarda bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 2- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik yapılan temyiz talebinin incelenmesinde; Oluşa, sanığın savunmalarına, 28.10.2008 tarihli acentelik sözleşmesi içeriğine, katılan vekilinin aşamalardaki beyanlarına, ... Noterliği tarafından düzenlenen 29.01.2008 tarihli imza sirkülerine, ticaret sicili gazetesindeki ilanlar ve tüm dosya kapsamına göre; ... Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketinin yetkilisinin sanık ... olduğu, münferiden atacağı imzayla şirketi 10 yıl süreyle temsil etmeye yetkili kılındığı, sözleşme yapma ve prim tahsil etme yetkisini haiz sözleşmenin ise 28.10.2008 tarihinde SBN Sigorta Şirketi ile sanığın yetkilisi olduğu ... Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi arasında düzenlendiği, sanığın, SBN Sigorta şirketinin faaliyet alanına giren bölgede sigorta poliçelerini katılan şirket nam ve hesabına akdetmek ve bir hafta süresince tahsil ettiği primleri komisyon ve ilgili vergiler düşüldükten sonra kalan kısmı en geç ertesi haftanın son iş gününün bitimine kadar katılan şirkete posta çeki, posta havalesi veya katılan şirket adına açılmış banka hesabına yatırmak suretiyle ödemesi gerektiği ve sözleşmede acentelik işlemlerinden dolayı acentenin katılan şirkete olan borcunun ödenmemesinden sanık ...'in sorumlu olacağının belirtildiği, söz konusu sözleşmenin sanık tarafından imzalandığı, katılan şirket vekilinin soruşturma ve yargılama aşamasındaki beyanlarında; sanık şirketin acente olduğu süreçte şirket adına yaptığı ve iade etmesi gereken 55.193.00 TL tahsilatı iade etmediğini belirtmesine rağmen bu konuda hiç bir araştırma yapılmadığının anlaşılması karşısında; gerçeğin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması bakımından öncelikle sanığa ait şirket tarafından düzenlenen poliçeler, şirkete ait defter, kayıt ve belgeler ile katılan şirket tarafından sunulacak sair belgelerin, konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek; sanığın savunmasındaki hususların da araştırılıp dikkate alınarak ayrıntılı bir bilirkişi raporunun düzenlenmesinden sonra toplanan delilere göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.