MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Suça konu çek yaprağının, bankaca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla 07/11/2008 tarihli "Çek Tevdi Bordrosu" kapsamında verilip haksız yarar sağlandığı anlaşılmakla tebliğnamedeki 2) no'lu boza düşüncesine iştirak edilmemiştir.Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.5237 sayılı TCK'nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.... şubesi nezdinde hesabı bulunan ve çelik konstrüksiyon işinde ortak olduğu ileri sürülen ...'e ait suça konu 17/02/2009 keşide tarihli ... seri no'lu 12.000 TL bedelli, nama yazılı ve Ankara 24. İcra Dairesinin 2009/10408 E sayılı dosyasında takibe konulan çek yaprağının ön yüzünü ...'in rızası ve bilgisi dışında doldurup onun adına imzalayan ve 27/02/2009 tarihinde birinci ciranta sıfatıyla bankaya ibraz eden sanığın eylemlerinin "nitelikli dolandırıcılık" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;I) "Nitelikli dolandırıcılık" suçundan verilen "mahkumiyet" hükmüne yönelen sanığın temyiz itirazının incelenmesinde;Çek hesabı sahibi ...'in suça konu çek yaprağının düzenlenmesinde bilgi ve rızasının bulunmadığının Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2009/1026 E. sayılı dava dosyasında 10/11/2009 tarihli duruşmasındaki beyanında ve Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2009/1036 E, 2010/404 K sayılı "izmaya itaraz" konulu dava dosyası içeriğinden anlaşıldığını bu nedenle "mahkumiyet" kararı verilmesi gerektiğini takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında yukarıdaki eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,II) "Resmi belgede sahtecilik" suçundan verilen "mahkumiyet" hükmüne yönelen sanığın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-TCK'nın 51/7. maddesindeki "...ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir." hükmüne aykırı olarak "...ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine" karar verilmesi,2- Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen sanık hakkında kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yoksun bırakılma kararı verilerek TCK'nın 53/3. maddesinin 1. cümlesine aykırı davranılması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının 1 a) ana başlığının 7. paragrafında yer alan "tamamen" kelimesinden önce gelecek şekilde "kısmen veya..." ibaresi yazılmak ve aynı ana başlığın 9. paragrafında yer alan "e" bendine ilişkin uygulamanın çıkartılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükkmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.