Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 411 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22918 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Katılan ...'in, hakkındaki karar kesinleşen sanık... ile yaptığı anlaşmaya göre katılanın ...'ta bulunan müşterisinden 17 ton ayçiçek, zeytinyağı, mısırözü yağı ve sabun yükünü...'ın kendi adına kayıtlı ... plakalı kamyonla teslim alarak..'ya nakletmesi gerektiği halde teslim etmeyerek sanık ... ile buluşup plakası tespit edilemeyen bir kamyona yükledikleri; yine...'ın katılan ...'ın temsilcisi olduğu şirket tarafından... Pilsen fabrikasından yüklenen 1200 koli biranın aynı kamyonla ...'ya nakledilmesi gerektiği halde anlaşılan yere teslim etmeyerek, sanık ... ile buluştuğu, sanığın...'a 500 TL para verip, 7.500 TL kredi kartını borcunu ödeme karşılığında söz konusu malları plakası tespit edilemeyen bir kamyona taşıdığının iddia edildiği olayda, sanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, temyiz dışı sanık...'ın kendi üzerine kayıtlı olan, malları yükledikleri kamyonun sanık tarafından suçta kullanılmak amacıyla alındığına ve birlikte organize şekilde suç işlediklerine dair beyanları, katılan ...'ın teslim edilmeyen mallarını araştırmak üzere... ve sanığın bulunduğu yere gidip birlikte hareket ettiklerini tespit ettiğine dair beyanı, yine katılan ...'ın sanığa ilişkin fotoğraf teşhisi karşısında, sanığın eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.Dosya içerisindeki adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.