Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 401 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23480 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, kasten yaralama,hakaretHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanığın, kullanmakta olduğu araç ile şikayetçinin kullanmakta olduğu araca arkadan kasten çarptıktan sonra aracından inerek şikayetçinin gözüne doğru yumruk attığı ve şikayetçinin gözündeki gözlüğün düşerek kırıldığı, sanığın yumruklarla vurmaya devam edip şikayetçiyi basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte yaraladığı ve "pe....nk" diyerek hakaret ettiğinin iddia edildiği olayda,1-Sanık hakkında kasten yaralama ve hakaret suçlarından verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde;Sanık, şikayetçi ve tanık beyanları, doktor raporu ile tüm dosya kapsamına göre eylemlerin kasten yaralama ve hakaret suçlarını oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde;Mala zarar verme suçunun kasten veya olası kast ile işlenebileceği, taksirle işlenmesinin mümkün olmadığı, olası kastla mala zarar verme suçunun işlenebilmesi için, sanığın gerçekleşmesi muhtemel sonuçları öngörmesine rağmen bu sonuçları kabullenmesi, neticenin gerçekleşmesine aldırmaması ve eylemine "olursa olsun" bilinciyle devam etmesi gerektiği, taksirde ise kendi yetenekleri, algılama gücü, tecrübeleri, bilgi düzeyi ve içinde bulunduğu koşullar altında objektif olarak var olan dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olması, ancak neticenin istenmemesine rağmen sonucun meydana gelmesi gerektiği, ilk olayda sanığın şikayetçinin aracına şikayetçinin fren yapması sonucu çarparak zarar vermesi eyleminin kasten yapıldığına dair delil bulunmadığı, ikinci olayda ise gözlüğün zarar göreceğini bildiği halde neticeyi de kabullenerek sanığı darp etme eylemine devam ettiği ve sonucunda gözlüğün yere düşerek kırıldığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 21/2. maddesi uyarınca olası kast hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden doğrudan kastla mala zarar zarar verme suçundan mahkumiyet kararı verilerek fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.