MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : Mahkumiyet, temyiz retDosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Sanık ...'ın 24.02.2014 tarihli ek karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Temyiz isteminin reddine dair 24.02.2012 tarih ve 2009/894 karar sayılı ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, bu karara yönelik sanığın temyiz itirazlarının reddiyle, temyiz isteminin reddine dair ek kararın ONANMASINA,2-Sanıklar ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik incelemede;Sanık ...'in yokluğunda verilen mahkumiyet kararının sorguda bildirdiği adresine tebliğ edildiği 11.02.2010 tarihinde başka suçtan cezaevinde bulunduğunun anlaşılması karşısında, temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabulü ile mahkemenin 14.04.2010 tarihli ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanık... şehrinde bulunan bir demir çelik fabrikasında çalışmak üzere yurt dışına işçi gönderecekleri vaadiyle görüştüğü katılanlardan kişi başı 470 Dolar aldığı, paraları aynı gün sanık ...'ın hesabına yatırıp bir süre katılanları oyaladıktan sonra ortadan kayboldukları gibi aldıkları paraları da katılanlara iade etmedikleri olayda, eylemlerinin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak;1-Sanıkların birden fazla katılandan aynı anda menfaat temin etmeleri nedeniyle eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 43. maddesi uyarınca zincirleme şekilde dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden her bir katılana karşı dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurularak sanıklara fazla ceza tayin edilmesi,2-Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanıklara fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafi, sanıklar ..., ...'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.