MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, hakaretHÜKÜM : Mahkumiyet, beraat, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasıDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek yada yakıştırmalarda bulunmak yada sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır. Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır. Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.Katılan sanıkların komşu olup aralarında husumet bulunduğu, katılan sanıklar... ve ...'nun, bahçeye sulama için taktırılan musluk suyunun boşa aktığını görmeleri üzerine, husumetli olan katılan sanık ...'un açık bıraktığını düşündükleri ve katılan sanık ... ve ...'ın, ...'a yönelik olarak "orospu, bu odun gibi senin Allah senin ciğerin yaksın, su hırsızı, utanmadın mı bizim suyu kullanmaya" diye hakaret ettikleri, katılan sanık ...'un da katılan sanık ...'a yönelik "Orospu, aşağıya gel, seni sinkaf edeceğim" şeklinde hakarette bulunduğu, aynı gün akşam saatlerinde katılan sanık ...'un, her iki katılan sanığa yönelik olarak “sizi sinkaf edeceğim, orospular” şeklinde hakaret de bulunduğu, bu hususunun tanık ...'nın beyanı ile doğrulandığı, böylece katılan sanıklar ... ve ...'in katılan sanık ...'a karşı hakaret suçunu, ...'un da, ...ve ...'e yönelik hakaret ve mala zarar verme suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,1-Sanık ... müdafiinin, sanık ...'in, ...'a yönelik hakaret suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz itirazının incelenmesinde; 5271 sayılı CMK'nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK'nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuran sanık müdafiinin haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz konusunda inceleme yapılması için, dosyanın incelenmeksizin iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,2-Katılan sanık ...müdafiinin, ...'ın, ...'a yönelik hakaret suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ve sanık ...'un, ...'a yönelik hakaret suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Avukat ...'ın, sanık ...'ın avukatı olduğuna dair dosyada bir vekaletnamesi bulunmadığından, ilgili avukatın sanık hakkında verilen hükmü temyize hak ve yetkisinin olmayacağı dikkate alınarak, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317.maddesi uyarınca REDDİNE,3-Katılan ... vekilinin, sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;Sanık, katılan ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre sanığın suçu işlediğine dair mahkumiyete yeter kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı anlaşılmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan ... müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 4-Sanık ... müdafiinin, sanık ... hakkında hakaret suçundan verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;a-Sanığın, katılanlara yönelik olarak “sizi sinkaf edeceğim, orospular” diyerek hakaret ettiğinin iddia ve kabul edildiği dikkate alınarak, sanığın, aynı sözle ve aynı suç işleme kararıyla birden fazla katılana hakaret ederek 5237 sayılı TCK'nın 43/2 maddesi kapsamında zincirleme şekilde hakaret suçunu işlediği gözetilmeden iki ayrı hakaret suçundan hüküm kurmak suretiyle fazla ceza tayini,b-Sanık ...'un, her iki katılana yönelik hakaret suçunu işlediği iddia edilmesine ve kararın gerekçesinde de bu husus belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında, sadece katılan ...'a yönelik olmak üzere iki ayrı hüküm kurmak suretiyle hükümde çelişki yaratılması,c-5237 sayılı TCK'nın 125/1 maddesi gereğince, hakaret suçundan alt hadden hüküm kurulduğu belirtilmesine rağmen, temel cezanın asgari haddin üzerinde tespit edilmesi ve suçun alenen işlenmesi nedeniyle, temel cezanın belirlenmesinden sonra, verilen cezanın, aynı Kanun'un 125/4 maddesi gereğince arttırılması gerektiğinin gözetilmeyerek ve bu maddenin de, temel cezada dikkate alınarak fazla ceza tayin edilmesi ve hükümde çelişki oluşturulması,d-Katılanların, sanık ...'a hakaret etmelerinden sonra, sanığın, katılanlara ettiği iddia ve kabul edilmekle, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 129/3. maddesi kapsamında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun karar yerinde tartışılmaması,e-TCK’nın 53/4. maddesi gereğince, kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında aynı Kanunun 53/1. maddesi maddesinde gösterilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerinin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.