MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSuç : Güveni kötüye kullanmaGüveni kötüye kullanma suçundan sanığın beraatına ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,Sanık avukat O.. K..'ın alacaklı şikayetçi E.. E.. vekili sıfatıyla .... A.Ş hakkında faizi ile birlikte toplam 37.714,44 TL alacağını tahsili amacıyla Antalya 2. İcra Müdürlüğünün 2008/7722 esas sayılı dosyası üzerinden başlattığı icra takibinde alacağa mahsuben 25/06/2008 tarih ve 33084 sayılı reddiyat makbuzu ile 33.775,38 TL aldığı halde şikayetçiye vermeyerek uhdesinde tuttuğu, bu suretle üzerine atılı güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda; Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 16/12/2014 tarihli bozma ilamı ile "..18.09.2006 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinde karar tarihinde asıl alacak ve faizleriyle birlikte davacıya ödenmesi gereken tazminat miktarının %20'sinin vekalet ücreti olarak ödeneceğinin belirtilmesi, şikayetçinin masraflar için sadece 500 Euro verdiğini diğer masrafları sanığın karşılayacağını beyan etmesi dikkate alınarak, hükmedilen asıl alacak ve faizleri ile birlikte sanığa şikayetçi tarafından ödenmesi gereken toplam vekalet ücreti miktarı hesaplandıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri..." gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmesi üzerine bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, alınan ek bilirkişi raporun da katılan E.. E..'ın, tahsil edilmesi mümkün olmayan faiz miktarı üzerinden hesaplama yapıldığı, sanığın Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 200/1617 Esas 2007/421 karar sayılı hükmünde tahsil edilebilecek kısmına ilişkin icra takibi yaptığı, hesaplamanın bu miktar üzerinden yapılması gerektiği, icra takipleri ve mahkeme ilamında ki hükmedilen tazminat miktarları da göz önünde bulundurulduğunda, denetime imkan sağlayacak nitelikte olmayan, uzmanlık alanı tespit edilemeyen yetersiz bilirkişi raporu ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.