Tebliğname No : 15 - 2012/59183İNCELENEN KARARIN;MAHKEMESİ : İstanbul 7. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 25/10/2011NUMARASI : 2011/49, 2011/228 SANIK : N.. D..SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik Dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Keşideci olan şikayetçi M.. M..’a ait çeklerden 009 88 28 seri numaralı çekinin birebir aynısı olacak biçimde sahte çek tanzim edilip, 30/10/2009 keşide tarihli ve 8.000 TL bedelli olarak kullanıldığı, bankaya ibraz edildiğinde sahte bastırılmış olduğunun tespit edildiği, sanığın bu çeki piyasadan temin ederek sahte imza ile tanzim edip kullanarak atılı suçları işlediği iddia edilen olayda, sanığın savunmasında, şikayetçi M.. Y..’nın yetkilisi olduğu Sedef Gıda ile yaptıkları alışveriş nedeniyle doğan borcundan dolayı çeki verdiğini beyan ettiği, şikayetçinin alınan ifadesinde çekin alışveriş sırasında mı, sonradan mı verildiğinin net olarak anlaşılmaması karşısında;1-Yargıtay C.G.K'nın 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağının belirtilmesi dikkate alınarak, şikayetçi dinlenerek suça konu çekin kendilerine önceden doğan borç nedeni ile sonradan verilip verilmediği tespit edilmesi, toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, 2-Resmi belgede sahtecilik suçunda, sahte olduğu iddia olunan belgenin aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olup, çek aslının duruşmaya getirtilip ayrıntılı olarak incelenmesi, kararın gerekçesinde aldatma yeteneğinin tartışılması ve denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde saklanması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması, 3-Adli emanetin 2010/4654 sırasında kayıtlı bulunan sahte belge hususunda karar verilmemesi,4-TCK’nın 53.maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,5-5271 sayılı CMUK'nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, aynı maddenin 6.fıkrası gereğince "Sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda bir kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilip giderilmediği" hususlarını irdeleyen gerekçeye dayandırılması gerektiği, sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçlarından doğan maddi bir zararın bulunmadığı da gözetilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel sabıkası bulunmayan sanık hakkında 5271 sayılı CMUK’nın 231. maddesinin 6.fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı hususu değerlendirilerek sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken şikayetçinin zararının giderilmemiş olduğu gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.