Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 347 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 2242 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : TCK’nın 155/2,43,62/1,52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine dair hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanığın katılan şirketin Eskişehir bölgesinde satış ve pazarlama sorumlusu olarak çalıştığı, para tahsil etme yetkisinin bulunduğu, satış kotasını doldurabilmek amacıyla aslında müşterilerinin mal siparişi bulunmamasına rağmen sipariş varmış gibi form düzenleyerek katılan şirketin kargo ile gönderdiği ve müşterilerin kabul etmediği kuaför malzemelerini müşterilerden veya kargo şirketinden alıp, 3. şahıslara satmak suretiyle toplamda 2.399,55 TL tutarındaki bedeli şirket hesabına aktarmayarak kullandığı, bu şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşılmakla mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.5237 sayılı TCK'nın 53 maddesi uyarınca sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının, kasten işlenen suçtan dolayı, hapis cezası ile cezalandırılmanın kanuni sonucu olması nedeniyle, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesinin mümkün olması karşısında bozma nedeni yapılmamıştır.Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonu??larına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında verilen ve bozmaya konu edilen 14.10.2010 tarih ve 2009/697-2010/509 sayılı ilk hükmün, yalnızca sanık tarafından temyiz edilmesine karşın, ikinci verilen hükümde 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının gözetilmesi gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasına, “5320 sayılı Kanun'un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakları gözetilerek infazın 1 yıl 3 ay hapis ve 2.000 TL adli para cezası üzerinden yapılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.