Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30802 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6486 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : 4 - 2014/113215İNCELENEN KARARIN;MAHKEMESİ : Alaşehir 1. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 13/12/2013NUMARASI : 2012/244 (E) ve 2013/497 (K)SANIKLAR : A.. A.., A.. Y.., İ.. E..SUÇ : Mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığının ihlali, kasten yaralama Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma suça konu şeyin amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girildikten sonra çıkmayan kişi konut dokunulmazlığı suçunu işlemiş olur. Konuta girmek, failin bütün vücudu ile tamamen konuta girmesi demektir. Bu nedenle, konutun eklentisi içinde olmamak kaydıyla, pencereden içeriye bakma, kapıyı dinleme camı tıkırdatma, dış kapı zilini çalma bu suçu oluşturmaz. Konuta veya eklentisine nereden girildiğinin önemi yoktur. Konuttan çıkmamak, konut sahibinin r??zası ile girilen konuttan, söz, hareket ve tavırlarıyla kendisini çıkmaya davet edilmesine rağmen, çıkmamaktadır.Suçun oluşması için, sahibinin rızası olmadan girilen ya da rızayla girildikten sonra istendiği halde dışarı çıkılmayan bir konut veya eklentisi olmalıdır. Konut, (mesken) bir kimsenin geçici de olsa oturmak için sığındığı her nevi yer olarak tanımlanabilir. Medeni kanunun 19. maddesinde tanımlanan her ikametgah TCK anlamında bir konuttur. Kişinin ihtiyaçlarından bir veya bir kısmının yerine getirildiği yani yaşamsal faaliyetlerini geçirdikleri yer konuttur. Konutun bir bina olması şart değildir. Konut eklentisi (müştemilat); konuta bitişik yada onun yakınında olan, konut veya benzeri yapıların kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan diğer yapılar veya yerlerdir. Balkon, koridor, sahanlık, etrafı çitle çevrili avlu, eve ait etrafı duvarla çevrili bahçe, buna örnek gösterilebilir. Diğer bir anlatımla, girilmesi konutta oturanların huzur ve güvenliğini bozabilecek konuta bağlı veya pek yakın ek yapılar veya yerlerdir. Avlu, ahır, bahçe, taraça, samanlık, odunluk, kömürlük, balkon gibi yerler eklentidir. Konut veya eklentiyi dış dünyadan ayırıcı belirtiler, o yer sahibinin yaşama biçimi, mevcut olanakları, sosyal ve ekonomik durumu ile kültürel ve yöresel özelliklere, gelenek ve göreneklere göre farklılıklar gösterebilir. Bu husus, olaysal olarak değerlendirilmeli, tayin ve takdir edilmelidir. Apartman giriş kapısından sonraki koridorların, merdiven ve merdiven boşluklarının, daire giriş kapısı ön kısımlarının, sahanlıkların apartmanda oturanlara ait ortak “eklenti” olduğunun kabulü gerekir. Apartman dış kapısının açık kalması, bu kısımların eklenti olma niteliğini etkilemeyeceği gibi eklenti sayılmamasına da neden olmaz. Dış kapının konması; bu yerlerin dış âlemle ilgisinin kesildiğine ve yasa dışı bir amaçla içeri girilmesine izin verilmediğine ilişkin iradenin bir göstergesidir. Merdivenler ve sahanlık, konuta giriş çıkış için zaruri, konutun kullanış amacını tamamlayan ve sağlayan, konuta bağlı yerlerdendir. Her isteyenin bu yerlere girmesi ve yararlanması olanaksızdır. Sahanlık ve merdiven olmadan konut olamayacağı gibi, konut olmadan da merdiven ve sahanlık olamaz. Bu itibarla konut ve apartman merdiveni birbirinden ayrılmaz birer parça ve merdivenler konutun eklentileridir. Rızaya aykırı olarak girme veya rıza ile girildikten sonra çıkması istenilmesine rağmen çıkmayan kişi bu eylemini, açık bir rızaya gerek olmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentilerinde işlemesi hâlinde Fail ikinci fıkraya göre cezalandırılacaktır. Girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri, Avukatlık bürosu, Doktor muayenehaneleri, emlak bürosu, mimar bürosu, vb. gibi izinle girilmesi gereken yerlerdir. Girilmesi mutat olan yerlere, süper marketler, mağazalar, dükkânlar, pasta salonları, kahvehane, restoran ve lokantalar, sinema, tiyatro, otel, bar, hastane örnek gösterilebilir. Halka açık olduğu saatlerde bu gibi, yerlere giriş de suç oluşmaz. Ancak halka kapalı olan saatlerde buralara rıza haricinde girilmesi hâlinde bu fıkradaki suç oluşacaktır.Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.Katılanın Kafe Deyim'in işletmecisi olduğu, sanıkların 22/04/2012 günü saat 21:40 sıralarında kafeye giderek katılandan 3 adet maden suyu istedikleri ve kafenin önünde maden suyu içtikleri esnada sanık İ.. E..'in elindeki şişeyi yere atarak kırması üzerine katılanın sanığı uyardığı, bunun üzerine sanık İ.. E..'in katılanın yüzüne yumruk attığı ve yaraladığı, katılanın kafenin içine kaçtığı ve kapısını kapattığı, her üç sanığın almış oldukları alkolünde etkisi ile kapıyı açmak için kapıya yüklendikleri ancak kapıyı açmayı başaramadıkları,sanık İ.. E..'in kafenin dışında bulunan ses sistemine ait hoparlörü alarak kapı camına vurduğu ve camı kırdığı, kapı camı kırıldıktan sonra da kapıyı iteklemeye devam ettikleri ve kapının yarıya kadar açıldığı, açılan aralıktan sanık A.. Y..'ın yanında bulunan bıçağı katılana doğru savurduğu ancak bıçağın katılana temas etmediği, olay mahallinin kalabalıklaşması üzerine sanıkların olay mahallinden ayrıldıkları, sanık A.. Y..'ın ayrılırken katılana hitaben "tekrar gelip canını alacam" diyerek tehdit ettiği iddia edilen olayda;1-Sanık A.. A.. ve sanık İ.. E.. hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararları ile sanık İ.. E.. hakkında mala zarar verme, sanık A.. Y.. hakkında kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:5271 sayılı CMK'nın 231.maddesine göre verilen ve davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı kanunun 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığı, sanıklar A.. A.. ve İ.. E.. hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara karşı yapılan itirazların Alaşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2014 tarihli verilen red kararı ile incelenerek hükümlerin kesinleştiği anlaşıldığından ve sanık İ.. E.. hakkında mala zarar verme, sanık A.. Y.. hakkında kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyizlerin ise, hükmolunan cezaların miktar ve türüne göre, karar tarihi itibariyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna, 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, doğrudan verilen 3.000 TL ve altında kalan adli para cezalarının temyizinin mümkün olmaması nedeniyle, katılan vekili ve sanık İlhan'ın temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,2-Sanık A.. Y.. hakkında tehdit ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazının incelenmesinde:Dosya kapsamına göre,katılanın cafe işletmecisi olduğu, sanıkların katılanın işlettiği cafeye giderek oturdukları, sipariş ettikleri maden suyu şişesini sanıklardan İlhan'ın kırması üzerine katılanın sanıkları uyardığı, bunun üzerine aralarında tartışma çıktığı, İlhan'ın yumruk ile katılanı yüzünden basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı, katılanın cafe içerisine kaçtığı, sanıkların katılanı içeriden çıkarmak için cafenin kapısını açmaya çalıştıkları ancak başarılı olamayınca sanık Abdullah'ın katılana hitaben "tekrar gelip canını alacağım" diyerek tehdit ettiği, sanıkların tevil yolu ikrarlarından katılan ve tanık beyanlarından sabit görüldüğü gerekçesine dayanan mahkemenin kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.İşyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun tamamlanmış olmasına rağmen sanık hakkında suçun teşebbüs aşamasında kaldığından bahisle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.