Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30586 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14193 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : KYB - 2015/269701 Güveni kötüye kullanmak suçundan şüpheliler E.. G.., E.. G.. ve M.. Ç.. haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 09/02/2015 tarihli ve 2015/9997 soruşturma, 2015/6565 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine dair İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 08/04/2015 tarihli ve 2015/985 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 21.07.2015 gün ve 2015-15219/49255 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.09.2015 gün ve 2015/269701 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;Dosya kapsamına göre, müştekinin 30/01/2015 tarihli dilekçe ve beyanıyla, 17/07/2014 tarihinde ablası tarafından kendi bilgisi dahilinde ablasının tanıdıkları olan şüphelilere aracının teslim edildiğini, ancak emanet olarak alınan aracı istemesine rağmen teslim edilmediğini ve tehdit edildiğini belirtmesi üzerine şüphelilerin güveni kötüye kullanma ve tehdit suçlarını işledikleri iddiasıyla yürütülen soruşturma sonucunda şüpheliler hakkında şikâyet hakkının süresi içerisinde kullanılmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; 1-Müştekinin teslim iradesinin sonlandığını şüphelilere bildirdiği veya şüphelilerin teslim iradesi dışında hareket etmeye karar verdikleri veya aracın iade edildiği tarih belirlenerek soruşturma hakkının kullanılmasına esas sürenin belirlenmesi gerekli iken, bu sürenin aracın teslim tarihi üzerinden yanlış hesaplanması,2-Müştekinin müracaatı sebebiyle şüphelilerin savunmasının dahi alınmamış olması, aracın teslim şekli ve sonrasında gerçekleşen olaylara ilişkin varsa tanıkların dinlenmemesi, müştekinin şüpheliler tarafından tehdit edildiği iddiasının şikâyet hakkının kullanılmasını dahi engelleyebileceği gözetilerek yeterince araştırılma yapılmaması, Karşısında ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturma bulunmadığından, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden İzmir 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin 08.04.2015 tarih ve 2015/985 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.