MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği, fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Müteahhitlik yapan ve aynı suç nedeniyle hakkında....Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılan tanık ...'nın, gerçekte sanık ...'in olan ... Mahallesi ... Sokak No:21 sayılı yerde bulunan deniz manzaralı dairenin dış cephesine satılık afişini asıp kendi cep telefonunu yazdığı, bu ilanı gören müştekinin de belirtilen cep telefonundan tanık ... ile irtibata geçerek sözkonusu dairenin 240.000 TL bedelle satılması hususunda anlaştığı, bu kapsamda müştekinin ilk olarak 25000 TL parayı tanık Abdullah'a verdiği, daha sonra müştekinin suça konu dairenin diğer sanık Osman Zafer'e ait olduğunu öğrendiği, bu şekilde sanık Osman'ın sahibi olduğu dairenin satılık olduğu yönündeki afişin orada kalmasını sağlayarak tanık Abdullah'ın dolandırıcılık eylemine iştirak ettiğinin iddia edildiği olayda,1- Sanığın aşamalarda değişmeyen ifadesinde, aslında tanık olan müteahhit ...'dan 10 numaralı bağımsız bölümü satın alıp 2007 yılından beri burada ikamet ettiğini, ancak satın alma işlemi sırasında bu dairenin tapu kaydı üzerinde mevcut hacizler sebebiyle tapusunun verilemediğini, bunun üzerine teminat olması ve bankadan kredi çekebilmesi için 7 numaralı daire tapusu üzerinden işlem yapıldığını, sözkonusu 10 numaralı dairede geçici olarak oturduğunu ve Avukat ...'nin de bu durumu bildiğini belirterek atılı suçlamayı kabul etmemesi ve tanık ...'nın 03.06.2011 tarihli oturumdaki ifadesinde, aslında aynı binada bulunan 9 nolu daireye satılık ilanı asıp 7 nolu daire için satış görüşmeleri yaptığını belirtmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın savunmasında bildirdiği Avukat ...'nin duruşmaya çağrılarak olayla ilgili tanık sıfatıyla beyanın alınması, suça konu satılık ilanının hangi daireye asıldığının kesin olarak tespit edilmesi, tanık ... hakkında aynı eylem nedeniyle ... Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 30/06/2010 tarihli iddianamesiyle kamu davası açıldığı ve ... 2.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2010/221 esas numarasına kaydedildiği, bu dava dosyasının 23/12/2010 tarihinde karara çıkartılıp Yargıtay 23.Ceza Dairesince onanmasına karar verildiği anlaşıldığından, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/221 esas sayılı dava dosyası getirilerek incelenip onaylı bir suretinin dosya içine konulmasından sonra delillerin birlikte değerlendirilip, katılanın satın aldığı 10 no.lu daire üzerinde satıştan önce haciz bulunup bulunmadığı da araştırılıp savunma değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi,Kabule göre de;2- Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,3- Sanık hakkında tayin olunan 10 ay hapis cezasının TCK'nın 50/1-a maddesi yerine TCK'nın 52/1-2-3 maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.