MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli mala zarar verme Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok, etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Katılan M.. K..'in, .... köyü sınırları içerisinde bulunan yol kenarındaki araziye çeşme yaptırdığı, söz konusu çeşmeye gelen su kaynağının köy tüzel kişiliğine ait arazi olduğu, katılan ...'in, muhtar olan tanık ....' un yardımıyla suyun kaynağından bahsi geçen çeşmeye kadar yaklaşık 550-600 m su borusu döşettiği, bu mesafede hattın yaklaşık 70 m kadarının sanık Y.. Ç..'ın arazisinden geçtiği, sanık Yaşar ve oğlu olan diğer sanık Durmuş'un bu duruma karşı çıkarak, çeşmeye giden su borusunu kaynağından ve kendi arazilerinden geçen kısmından kesmek suretiyle atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda; Sanıkların, söz konusu boruların kendi arazilerinden izinsiz geçirilmesi nedeniyle zarar gördüklerini savunmaları ve malikin mülkiyet hakkını yasal sınırlar içinde kullanabilme yetkisinin varlığı karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya meydan verilmeyecek şekilde açığa çıkarılması amacıyla, mahkemece, ziraatçı ve fen bilirkişisinin de katılımı ile mahallinde keşif yapılarak, suç konusu olan tesis ve boruların, sanıklara ait parselden geçip geçmediği, mülkiyet hakkına müdahale niteliğinde olup olmadığı hususları alınacak olan rapor ile belirlenip, suça konu boruların taşınmaza zarar verdiğinin tespiti halinde mülkiyet hakkı sahibinin önceden istemde bulunduğu halde uygun bir sürede bu boruların kaldırılıp kaldırılmadığı araştırılarak, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip tartışılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği halde eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.