Tebliğname No : 15 - 2013/305487İNCELENEN KARARIN;MAHKEMESİ : Eğirdir Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 10/07/2013NUMARASI : 2012/162 (E) ve 2013/213 (K)SANIK : A.. E..SUÇ : Kamu malına zarar verme, hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Hakaret suçunun oluşabilmesi için, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını incitecek ölçüde, somut bir fiil veya olgu isnat etmek ya da yakıştırmalarda bulunmak ya da sövmek gerekmektedir. Kişiye isnat edilen somut fiil veya olgunun gerçek olup olmamasının bir önemi yoktur. İsnadın ispatın konusu ayrıdır. Somut bir fiil ve olgu isnat etmek; isnat, mağdurun onur şeref ve saygınlığını incitecek nitelikte olacaktır. Mağdura yüklenen fiil ve olgunun belirli olması şarttır. Fiilin somut sayılabilmesi için, şahsa, şekle, konuya, yere ve zamana ilişkin unsurlar gösterilmiş olmalıdır. Bu unsurların tamamının birlikte söylenmesi şart değildir. Sözlerin isnat edilen fiilî belirleyecek açıklıkta olması yeterlidir. Çoğu zaman isnat edilen fiil ve olgunun, hangi zaman ve yerde meydana geldiğinin belirtilmesi, onur ve saygınlığı incitecek niteliği tespit için yeterli olmaktadır. Tarafların sosyal durumları, sözlerin söylendiği yer ve söyleniş şekli, söylenmeden önceki olaylar nazara alınarak suç vasfı tayin olunmalıdır.Hakaretin kişiyi küçük düşürmeye yönelik olması gerekir. Kişiye onu toplum nazarında küçük düşürmek amaçlı belli bir siyasi kanaatin isnat edilmesi hâlinde de suç oluşacaktır. Bir kişiye yönelik sözlerin veya yapılan davranışın o kişiyi küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını tayin ederken, topluma hâkim olan anlayışlar, örf ve adetler göz önünde bulundurulmalıdır.Suçun alenen işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Aleniyet, belirsiz sayıda kişilerin hakaret oluşturan sözü duymalarına olanak sağlamak suretiyle suçun işlenmesini ifade eder. Failin, hakaret oluşturan sözün duyulması olanağını yaratmış olması yeterlidir. Söylenen sözün fiilen duyulmuş olup olmaması önemli değildir.Sanığın suç tarihinde içkili halde ilçe hükümet konağına girerek, ilçe kaymakamı ile görüşmek istediğinde; kendisinin alkollü ve sarhoş halde bulunduğunu gören polis memurunun, şahsa kaymakam beyin yerinde olmadığını söylemesi üzerine, sanığın içeri girerek 1. kat merdivenlerinden yukarı çıkarken “Bu ilçenin Mülki Amirini de, Belediye Başkanını da sinkaf ederim, ikisi de adam değil” diyerek birinci katta bulunan pencereye yumrukla vurmak suretiyle pencere camını kırarak kendisini de yaraladığı, daha sonra olay yerine intikal eden emniyet görevlilerince kendisinin sakinleştirilmek istendiği, ancak taşkınlığa devam etmesi üzerine, Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesi Acil Servisine nakledildiği, taşkınlığına hastanede de devam eden sanığın orada da bu kez Başbakan ........ ve eşi ..........’a hitaben “anasını avradını sinkaf ederim” şeklinde hakaret ettiği ve olay yerinde bulunan polis memurlarına hitaben de “sizler ....... in askerlerisiniz, onun uşağısınız, Allah belanızı versin” şeklinde hakaret içerir beyanlarda bulunarak Belediye Başkanı'na, Kaymakam'a, Başbakan'a ve eşine ayrı ayrı ve toplu halde bulunan Polis Memurlarına da müteselsilen hakaret ederek, kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret ve kamu malına zarar verme suçlarını işlediği iddia edildiği olayda;Tüm dosya kapsamına göre; Sanığın kamuya ait ve kamuya hizmet veren Hükümet Konağı'nın camını kırmak suretiyle kamu malına zarar verdiği ayrıca sanığın İlçe Kaymakam'ına ve Belediye Başkanı'na kamuya açık alanda herkesin duyabileceği şekilde sinkaflı hakaret ettiği, tedavisi için götürüldüğü hastanede aynı şekilde Başbakan'a gıyabında hakaret ettiğinin olay tutanağında belirlendiği ve görevli polis memurlarına yönelik olarak da hakaretlerini devam ettirdiğinin anlaşılması gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde aşağıda gösterilen neden dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.Sanığın, görevli polis memuruna karşı, aynı suç işleme kararı ile ve tek fiille hakaret suçunu işlediği anlaşılmakla; cezanın, sadece 5237 sayılı TCK.nın 43/2.maddesi yollamasıyla 43/1. fıkrası gereğince artırılması gerekirken, kurul halinde çalışmadıkları halde uygulama yeri bulunmayan aynı yasanın 125/5 maddesinin yollamasıyla 43/1.maddesi gereğince cezada artırım yapılması, sonuç cezayı değiştirmeyeceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğun, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar, üstsoyu ile diğer kişiler yönünden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin hükümlerin fıkrasından tamamen çıkarılıp yerine, "53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.