MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Şikayetçi ...'ın suç tarihi olan 04/09/2010 günü sanık ...'e ait ... Trafik Takip isimli işyerine giderek şikayetçinin üzerine kayıtlı bulunan ... plaka sayılı aracanın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini yaptırmak üzere, sanığa ait trafik takip bürosuna müracaat ettiği, sanığın ... Sigorta Şirketi ile arasında acentalık sözleşmesi bulunmamasına rağmen 142 TL karşılığında aracın zorunlu mali sigorta poliçesini düzenleyerek şikayetçiye verdiği, şikayetçinin şüphelenerek yaptığı araştırmada ilgili sigorta şirketi ile yaptığı görüşmede kendisine verilen 412... poliçe numaralı trafik sigorta poliçesini kayıtlarda bulunmadığını, bu poliçenin sahte olduğunu öğrenerek şikayetçi olduğu, bu suretle sanığın dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda;1-Sanık hakkında sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizinin incelenmesinde;Tüm dosya kapsamına, suça konu emanetten getirtilen belgenin incelenmesine ilişkin 13.06.2011 tarihli inceleme zaptı içeriğine, ... Sigortanın 20.01.2011 tarihli cevabi yazısına göre, sanığın müşteki ...'ın kendisine ait 07 BJZ 33 plakalı aracının zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini yaptırmak üzere 04/09/2010 tarihinde sanığa ait ... Trafik Takip isimli işyerine gelerek başvurması üzerine, sanığın ... Sigorta şirketi ile arasında acentalık sözleşmesi bulunmamasına rağmen, 142 TL karşılığında müştekiye ait aracın zorunlu mali sigortasını düzenleyerek müştekiye verdiği, sanığın aynı nitelikte başka kişilere karşı eylemleri sebebiyle yakalandığını müştekinin duyması üzerine, müştekinin kendi işleminin sağlığından da şüphelenerek yaptığı araştırma neticesinde, ...Sigorta Şirketi ile görüşmesi sonucunda da, sanığın düzenlediği 4128545 seri nolu trafik sigorta poliçesinin ... Sigorta şirketinin kayıtlarında bulunmadığı, bu poliçenin sahte olduğunun anlaşıldığı bu suretle sanığın üzerine atılı suçu işlediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,2-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizinin incelenmesinde ise;Tüm dosya kapsamından, sanığın üzerine sanığın üzerine atılı suçu işlediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Dolandırıcılık suçu yönünden, hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde,ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden,aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından adli para cezasının belirlenmesine ilişkin bölümlerdeki “120 gün”, “60 gün” ve “1.200,00 TL" ibarelerinin yerine sırasıyla "5 gün", “2 gün” ve "40,00 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.