Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30382 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5299 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Adıyaman 2. Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu malına zarar verme Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Sanığın olay tarihinde Adıyaman Açık Ceza İnfaz Kurumunun tuvaletinde bulunan dış kapıyı yumruk ve tekme atmak suretiyle kasten kırdığı, hasar tespit tutanağında "kapının zarar görmesi sonucu 50 TL maddi hasarın meydana geldiğinin" belirtildiği, sanığın soruşturma safahatında maddi hasarı karşılayarak etkin pişmanlık gösterdiği, bu şekilde kamu malına zarar verme suçunu işlediği iddia edilen olayda;Toplanan deliller ve bütün dosya kapsamına göre, sanığın Adıyaman Açık Ceza İnfaz Kurumunun tuvaletinde bulunan dış kapıyı yumruk ve tekme atmak suretiyle kasten kırdığı, soruşturma safahatında maddi hasarı karşılayarak etkin pişmanlık gösterdiği ve suçunu ikrar ettiği bu şekilde mala zarar verme suçunu işlediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde aşağıda belirtilen hususlar dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, “sanığın TCK'nun 53/1. maddesinde düzenlenen haklardan TCK'nun 53/1. maddesinin a,b,d ve e maddelerindeki hakları cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, 53/1-c bendindeki hakları koşullu salıvermeye kadar kullanmaktan yoksun bırakılmasına” uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “5237 sayılı TCK'nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” cümlesi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.