Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30359 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5389 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Sanığın kardeşi A.. D.. ile miras yoluyla intikal eden tarlanın paylaşımı ile ilgili ihtilaf bulunduğu, ihtilaf konusu tarlaya giden sanığın tarlada çalışan katılan ............ ait sabana zarar verdiği, eyleminin devamında katılan ............... ait bej renkli bir montu da keserek parçaladığı olayda aşağıda belirtilen husus dışında mala zarar verme suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine ancak;5237 sayılı TCK' nın 43. maddesinde, 765 sayılı TCK' nın 80. maddesinden farklı olarak “değişik zamanlarda ” denilerek “aynı anda işlenen fiillerde zincirleme suç hükmünün uygulanamayacağı” belirtildiği cihetle, sanığın katılan .....'e ait sabana zarar verdiği, eyleminin devamında yine katılan ............ ait bej renkli bir montu da keserek zarar verdiği, tek bir malına zarar verme suçunu işlediği dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurmak suretiyle suretiyle fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.