Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30350 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15293 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 21. Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Söz konusu suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da, hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde güveni kötüye kullanma suçunun nitelikli hali gerçekleşecektir.Katılana ait gümrük müşavirliğinde çalışan sanığın, gümrükten mal çıkarmak amacıyla katılan tarafından kendisine teslim edilen 70.000 TL'yi katılanın rızası hilafına kendi borçlarını ödeyerek mal edindiği olayda, aşağıda belirtilen nedenler dışında mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108-152 sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, bunun gerekçelerinin gösterilmesi, dayanılan gerekçelerin de yasal olması ve dosya içeriğiyle örtüşmesi gerektiği halde mahkemece adli para cezasının gerekçe gösterilmeksizin alt sınırın üzerinde tayin edilmesi suretiyle 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesine aykırı davranılması,2-5237 sayılı TCK'nın cezaların toplanması kuralına yer vermediği dikkate alınarak ve sanık hakkında hükmolunan her bir cezanın diğerinden bağımsız olduğu gözetilmeden TCK'nın 155/2. maddesi kapsamında verilen 6000 TL ve 6020 TL'nin toplanmasına karar verilerek sonuç olarak 12020 TL adli para cezasına hükmedilmesi,3-Mahkeme masrafı olarak yapılan toplam 15,60 TL yargılama giderinin 6183 sayılı Kanunun 106/1. maddesinde belirlenen 20 TL'den az olması nedeniyle 6352 sayılı Kanunun 100. maddesi ile eklenen 5271 sayılı CMK'nın 324/4 maddesi gereğince Devlet Hazinesine yükletilmesi yerine sanıktan tahsiline karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “365 gün”, "301 gün" adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerlerine, sırasıyla “5 gün”, "4 gün" ve “80 TL” ibaresi eklenmek ve hüküm fıkrasının 6. bendinde bulunan "12.020"rakamının çıkartılıp yerine "6000TL ve 80 TL" ibarelerinin eklenmesi, hüküm fıkrasında yargılama giderleri ile ilgili bölümde yer alan ''..sanıktan alınmasına'' ibaresinin çıkarılarak, yerine '' 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 324/4. maddesi uyarınca Devlet Hazinesine yüklenmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.