Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30317 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15623 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın kiralamış olduğu araç ile benzin istasyonuna giderek 75 TL'lik yakıt aldığı, daha sonra limiti dolu olan kredi kartı ile ödeme yapmaya çalıştığı, ödeyemeyince, şikayetçiye kredi kartı limitinin dolduğunu, kendisinin doktor olduğunu, acil bir ameliyata girmesi gerektiğini, dönüşte parayı ödeyeceğini söylediği ve oradan ayrıldığı, böylece sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın hileli hareketlerle menfaat temin etmesi karşısında, sanık savunması, şikayetçi beyanı, tanık beyanı ile tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğine yönelik mahkemenin kabulünde aşağıda belirtilenler dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;CMK'nın 324/4 maddesi uyarınca Devlete ait yargılama giderlerinin 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan (20 TL dahil) az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerekirken, 16,85 TL yargılama giderinin sanıktan alınmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından yargılama gideri ile ilgili kısım çıkartılarak yerine "yargılama giderinin hazine üzerinde bırakılmasına" cümlesinin yazılması suretiyle suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.