Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30241 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15741 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 15 - 2011/397586İNCELENEN KARARIN;MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 27/09/2011NUMARASI : 2008/1001 (E) ve 2011/885 (K)SANIKLAR : Y.. Ö.., H.. Ç.., A.. B.., A.. C..SUÇ : Dolandırıcılık Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanıkların, “bul karayı al parayı” tabir edilen oyunu oynattıkları, bu oyunda sanık Aydın'ın, oynatıcı, diğerlerinin de oyun oynayan olarak yer aldıkları ve katılanları da oyun oynamaya ikna ederek toplam 75 TL paralarını aldıkları, böylece sanıkların eylem ve fikir birliği içinde hareket etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda,1- Sanıklar H.. Ç.., A.. B.. ve A.. C.. hakkında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik temyiz incelemesinde;Sanıkların, katılanların kazanma ihtimali olmayan oyunu oynamalarını sağlayarak haksız kazanç sağladıkları dikkate alınarak ve sanık, katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, sanıkların suçu işlediği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık A.. B.. hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,2-Sanık Y.. Ö.. hakkında verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde;Sanığın, katılanların kazanma ihtimali olmayan oyunu oynamalarını sağlayarak haksız kazanç sağladığı dikkate alınarak ve sanık, katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın suçu işlediği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde aşağıda belirtilen hususlar dışında bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “20 gün”, “25 gün” ve “500 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün” , “6 gün” ve “120 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.