MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Bedelsiz senedi kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı yada kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.Somut olayda; sanığın, 2000 yıllarında yapılmış olan bir alışveriş nedeniyle katılanın imzalayıp verdiği bonoyu borcun ödenmesine rağmen iade etmeyerek muhafaza ettiği, daha sonra katılanın yeğeni tanık Hatice Tuğba Kurt ile aralarındaki hukuki ihtilaftan kaynaklanan alacağını tahsil edebilmek için bedelsiz kalmış olan bu senedi icra takibine koymak suretiyle kullandığı anlaşıldığından, aşağıda belirtilen nedenler dışında mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Önceki hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edildiği ve Yargıtay bozma ilamının sanık lehine olduğu gözetilmeden bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin sanıktan tahsiline karar verilmesi ayrıca 6352 sayılı Kanun'un 100. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 324. maddesinin 4. fıkrasına eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan (20,00 TL dahil) az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir” şeklindeki hüküm de dikkate alınarak bozma öncesi toplam 20,00 TL olan yargılama giderinin 5271 sayılı CMK'nın 324/4. maddesi gereğince hazine üzerinde bırakılmasına şeklinde hüküm kurulması yerine yazılı şekilde uygulama yapılması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,hüküm fıkrasında yargılama giderleri ile ilgili bölümde yer alan "...toplam 65 TL yargılama giderinin sanıktan alınmasına" ibaresinin çıkarılarak, yerine "yargılama giderinin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle 5271 sayılı CMK'nın 324/4. maddesi uyarınca Devlet Hazinesine yüklenmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.