Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30064 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13762 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : BeraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır..... Noterliğince onaylanan 12.10.2005 tarih ve 34v yevmiye no'lu imza sirküsünün 2-3-no'lu bendine göre.... Ltd. ticari ünvanlı şirketi bir asıl bir yedek üye imzaları ile temsil ve ilzama yetkili olduğu bildirilen genel koordinatör-sanığın, ... Bankası/Kavacık şubesi nezdinde bulunan şirket hesabından suça konu 15.06.2007 keşide tarihli, 150.000 TL bedelli, 116908 seri no'lu çek yaprağını tek imza ile düzenleyip, ticari ilişki içerisinde oldukları belirtilen şikayetçi ..... A.Ş. ünvanlı şirket namına verip, ödeme yapmamak suretiyle haksız yarar sağlanmasına neden olması eyleminin "nitelikli dolandırıcılık" suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda; Şikayetçi Uygun ...... A.Ş. vekili olarak ... Asliye Ceza Mahkemesinin 09.06.2009 tarih ve 2008/738 E; 2009/1145 K; sayılı dosyasına vekaletname sunan Av. ... (Av. ...) adına, 09.09.2013 tarihli tensip ara kararı ile çıkarılan 25.09.2013 tarihli duruşmaya çağrı belgesi, 24.09.2013 tarihinde tebliğ olunmuş ve anılan duruşmada şikayetçi şirket temsil edilmemiş ise de; 27.09.2013 tarihi itibariyle şikayetçi şirket adına Av. ...'ın 05.06.2013 tarihli vekaletnamesini harçlandırarak dosyaya ibraz etmiş olması karşısında; yeni vekil Av. ...'in usulünce duruşmaya çağrılarak, kamu davasına katılabilme hakkının sağlanıp, beyanının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken "iddia hakkı kısıtlanmak suretiyle" kovuşturmaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi,Bozmayı gerektirmiş, şikayetçi ...... A.Ş. vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.