Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 30044 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15209 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanık ... hakkında TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması isabetsizliği aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanık ...'nin adına kayıtlı olan ve fakat fiilen eşi-sanık ... tarafından kullanılan ... plakalı otomobilin, ortak iradeleri ile satışı hususunda (aracın var olduğu belirtilen bir kısım vergi borcunun ve geçmiş muayenesi işlemlerinin satıcı tarafından ikmali ve belli miktar peşinat verilmek şartlarıyla) şikayetçi-katılan ... ile sözlü anlaşmaya varılması ve aracın fiilen ona teslim edilmesi, şikayetçinin bir süre sonra eksikliklerin giderilmesini sanık ...'den istemesi, sanıkların ona "...vaktimiz yok... Trafik-iş takipçiliği yapan-tanıdığımız olan ... yanına geleek, aracı ona ver, o da eksiklikleri giderip, satışı gerçekleştirecek..." denemelerini müteakip; sanık ...'nin ... Noterliğinde 05/11/2008 tarih ve 34... yevmiye no'lu "vekaletnameyi" (alım-satım, tevkil yetkilerini haiz) sanık ...'e vererek, şikayetçi ...'a göndermesi, eksikliklerin giderilip, satışın kendi namına gerçekleştirileceğine böylece inanan katılan ...'ın sanık ...'e aracı teslim etmesinden sonra, "tevkil yetkisine dayanarak"... Noterliğinde 05/11/2008 tarih ve 26609 yevmiye no'lu satış yetkisini havi (süreli) vekaletnameyi katılan-şikayetçi ... adına düzenlettiren sanık ...'in otomobili fiilen ona satıp teslim etmesi, kaydi-malik ...'nin ... Polis Merkezine 07/11/2008 tarihi itibariyle "çalıntı ihbarında" bulunması, bu suretle birlikte hareket ettikleri ileri sürülen sanıkların haksız yarar sağlamaları eylemlerinin "dolandırıcılık" suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;1-Sanık ...'in aşamalardaki anlatımlarında genel olarak; suça konu aracı ...'den (eşi ...'den) 05/11/2008 tarihli genel vekaletname ile fiilen satın aldığını ve tevkil yetkisini kullanıp aynı gün katılan-şikayetçi ...'ya sattığını savunması, 05/06/2009 tarihli ifadesinde de, bu alım-satıma sanık ...'ün komşusu ...'ın şahit olduğunu ve aralarında protokol yaptıklarını, protokolün kendisinde bulunduğunu söylemesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak, sanık ...'ten bildirdiği protokolün istenip var ise dosyaya intikalinin sağlanması, ... adlı kişinin iddia ve savunma doğrultusunda usulünce tanık olarak dinlenilmesi, şikayetçi-katılan ...'dan, aracı sanık ...'e 05/11/2008 tarihinden önce mi yoksa sonra mı teslim ettiğinin, onun elinde vekaletname görüp görmediğinin sorulup öğrenilmesi, sanıklar ...-... müdafiinin 01/06/2010 havale tarihli dilekçesiyle isim ve adresini bildirdiği ...'nin hangi konuda bilgisi olduğu sorulup, gerektiğinde yeniden teminine çalışılıp beyanının alınması, sanık ...'nin sanık ...'i vekaletten azledip-azletmediğinin ilgili Noterlikten öğrenilmesi, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının, suç vasfının tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturma ve kovuşturmayla yazılı şeklinde hükümler kurulması,Kabule göre de; a) Sanıklar hakkında temel hapis cezaları alt sınırdan takdir ve tayin olunduğu halde aynı gerekçeye dayanılarak, adli para cezalarının belirlenmesine esas alınan temel tam gün birim sayılarının asgari hadden uzaklaşılarak tespiti suretiyle hükümlerde çelişkiye neden olunması,b) Sanıklar ...ve ... müdafiinin 21/07/2011 tarihli duruşmada "lehe hükümlerin uygulanmasını" istemesi karşısında; kayden sabıkasız görünen sanıklar hakkında TCK'nın 50, 51, 52/4, 62 gibi maddelerin uygulanıp uygulanmaması hususunda olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanıklar ...-... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.