TMAHKEMESİ : İzmir 21. Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın yokluğunda verilen karar sanığın bildirdiği adrese tebliğ için gönderildiği, sanığın adreste bulunamaması nedeniyle tebliğ yapılmaksızın iade edilmesi üzerine aynı adreste Tebligat Kanunu 35. madde uyarınca tebliğ yapılmış olduğu, sanığın bildirdiği adreste tebligat yapılamaması üzerine mernis adresi araştırılarak söz konusu mernis adresinde usulüne uygun tebligat yapılması gerekliliği karşısında, sanığa yapılan tebligatın usulsüz olduğu bu nedenle eski hale getirme ve temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Katılan B Aın Bodrum ilçesindeki ikametinde bulunan çamaşır makinesinin bozulduğu, tamir için internette araştırma yaptığı sırada sanığa ait "Bodrum Teknik Servisi" adlı internet sayfasını gördüğü ve internet sayfasındaki irtibat telefonları ile sanığa ulaştığı, sanığın katılanın ikametine gelerek arızayı görüp parça değiştirilmesi gerektiğini belirttiği ve verdiği hesap numarasına katılanın suç tarihi olan 04/07/2013 günü 500 TL yatırmasını sağladığı, sanığın verdiği hesap numarasının eşi tanık B Ca ait olduğu ancak sanık tarafından kullanıldığı, bilahare katılanın çamaşır makinesinin tamir edilmediği, makine parçalarının gelmediği gibi sanığın bildirdiği işyerinin olmadığı ve telefon ile de ulaşılamadığı, bu suretle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda;Tüm dosya kapsamına göre, katılanın Bodrum ilçesindeki ikametinde bulunan çamaşır makinasının arızalanması nedeniyle internet ortamında reklamını gördüğü sanığa ait servisi aradığı, sanığın katılanın evine gidip çamaşır makinesini kontrol ettiği ve parça değişiminin gerektiği bu nedenle 500 TL masraf yapılması gerektiğini söylediği, katılanın sanığın vermiş olduğu banka hesabına 500 TL'yi yatırmış olmasına rağmen sanığın bir süre katılanı oyaladığı daha sonraki görüşmelerinde tehdit ve hakaret ile cevap verip tamir işini yapmadığı bu haliyle sanığın eyleminin başından beri katılanı dolandırmaya yönelik olduğu anlaşıldığı gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde aşağıda gösterilen hususlar dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.Dosya kapsamındaki beyanlardan, sanıkla katılanın yüz yüze görüşmüş olmasından dolayı internette yer alan ilanın sanığın sadece katılana ulaşmasına yardımcı olduğu, hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi ve katılanın aldatılmasında bir kolaylık sağlamadığının anlaşılması karşısında; eylemin 5237 sayılı TCK'nın 158/1.f maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık" suçunu oluşturabileceğine dair tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi gereğince "mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde 1 yıl süreli olmak üzere denetimli serbestlik tedbiri de uygulanmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün , 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu durum aynı kanunun 322.maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükümde yer alan "5275 Sayılı Yasa'nın 108/4.maddesi de dikkate alınarak mükerrir hakkında cezanın infazından sonra 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" cümlesinden "1 yıl süre ile” kelimesinin çıkartılmak suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.