Tebliğname No : 15 - 2013/266487İNCELENEN KARARIN;MAHKEMESİ : Bursa 13. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 12/06/2013NUMARASI : 2013/84 (E) ve 2013/452 (K)SANIK : G.. A..SUÇ : Mala zarar verme, tehdit Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.Katılan ile sanığın olay tarihinde aynı apartmanda ikamet ettikleri, katılanın şikayeti nedeniyle sanığın kızı Yasemin ve kayınvalidesi Ferihan hakkında dava açıldığı, bu nedenle aralarında husumet oluştuğu, katılanın olay günü kız kardeşi S.. Ö.. ile birlikte çatıda çamaşır asmakta oldukları sırada sanığın çatıya gelip burada "siz kimden izin aldınız, bu çatıya geldiniz, aşağıya inin yoksa cinayet çıkar" diyerek katılanı tehdit ettiği, katılana ait çamaşır ipini koparttığı bu suretle mala zarar verdiği iddia edilen olayda;Tüm dosya kapsamı, sanık savunması, katılan ve tanık anlatımına göre, tarafların arasında önceye dayalı husumet bulunduğu, terasın kullanımı nedeniyle aralarında anlaşmazlık yaşandığı ve olayın tek tanığının katılanın kardeşi olduğu gözetilerek; çamaşır serilen ipin mala zarar verme kastıyla koparıldığına ve katılanın olay sırasında tehdit edildiğine ilişkin olarak emanete alınan ses kaydı çözümlettirilerek hükme esas alınıp alınmayacağı tartışılması sonrasında, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,Kabule göre de;Adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, erteleme hükümlerine göre daha lehe olan 5271 sayılı CMK'nun 231 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.