Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2878 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16638 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık,resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanHÜKÜM : BeraatDosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-Sanık hakkında 2002, 2003 ve 2004 yıllarına ait işlenen suçlardan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde,Dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun gerektirdiği cezaların miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu ve lehe olan 765 sayılı TCK’nın 102/4 maddesinde öngörülen 5 yıllık dava zamanaşımı süresinin sanığın sorgusunun yapıldığı tarih olan 05.02.2009 ile inceleme tarihi arasında gerçekleşmesi nedeniyle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 2-Sanık hakkında 2005, 2006 ve 2007 yıllarına ait işlenen suçlardan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde,Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.TCK'nın 158/1-e bendinde belirtilen,Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir. Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmıyan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.Somut olayda; sanığın babası muris ... oğlu ...'nın 01/04/2001 tarihinde vefat ettiği, murisin mirasçısı olarak sanığı, murisin eşi ...’yı ve sanığın kardeşleri ..., 'yu bıraktığı, sanığın muristen kalan taşınmazlara tüm mirasçılarla birlikte malik olmasına rağmen kendi adına malikmiş gibi doğrudan gelir desteği ödemesinden tek başına faydalanmak amacıyla suç tarihlerinde üç kez başvuru yapıp parayı tek başına aldığı, ... Ziraat Odası Başkanlığından çiftçilik belgesi alırken üç kez kez yalan beyanda bulunarak resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu ve kamu kurumunun zararına dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda, Muğla'nın ... köyünde çiftçilikle uğraşan sanığın suça konu taşınmazlarla ilgili olarak 25.05.2007, 08.06.2005 ve 25.09.2006 tarihlerinde toplam 16 dönüm taşınmaz için DGD başvurusu yaptığı ve bu taşınmazlar için devletçe verilen desteklemeleri aldığı dosya kapsamı ile sabit olup suça konu taşınmazların sanık tarafından ziraat yapılmak suretiyle kullanıldığı, DGD alabilmek için kullanmanın yeterli olduğu, sahiplik aranmadığı, diğer mirasçıların bu taşınmaz için DGD talep etmedikleri ve devletin zarara uğramasının söz konusu olmadığı, sanık ile mağdurlar arasındaki uyuşmazlığın hukuki nitelikte bir uyuşmazlık olduğu anlaşılmakla sanığın unsurları itibarıyla oluşmayan müsnet suçlar nedeniyle beraatına yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına gore, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 18.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.