Tebliğname No : 15 - 2013/257410İNCELENEN KARARIN;MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2012/647 (E) ve 2013/330 (K)SANIK : M.. Ç..SUÇ : Mala zarar verme, hakaret, tehdit Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-Sanık hakkında hakaret ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Hükmolunan cezanın miktar ve türüne göre karar tarihi itibariyle; 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna, 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesiyle eklenen geçici 2. maddesi uyarınca, doğrudan verilen 3.000 TL ve altında kalan adli para cezalarının temyizinin mümkün olmaması karşısında, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317.maddesi gereğince REDDİNE, 2-Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin,onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir.Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi,verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir.Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez.Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.Somut olayda; katılanın oturduğu apartmanda yönetici olduğu, aynı apartmanda 8 nolu dairenin sahibi olan Dursun Özcanlı'nın kendisine ait daireyi kiraya vermesi için katılana teslim ettiği, katılanında söz konusu daireyi hakkında verilen hüküm temyiz incelemesine gelmeyen A.. Ö..'e aylık 260 TL bedelle, sanık M.. Ç..'yı da kefil olarak göstermek suretiyle kontrat yaparak kiraya verdiği, sanık ile katılan arasında kira meselesi yüzünden tartışma çıktığı, tartışma sırasında sanık Mehmet'in katılana hitaben "sen kimsin lan, seni öldürürüm" diye tehdit ettiği anlaşılmakla mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK'nın 52/4. maddesine göre; "kararda, adli para cezasının sanıktan 20 eşit taksitle tahsiline" karar verildiği halde, taksit aralığının açık bir şekilde gösterilmemiş olması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "adli para cezasının sanıktan birer ay arayla 20 eşit taksitle ödenmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.