.MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi(E) ve 2013/238 (K)SANIK : A.. B..SUÇ : Mala zarar verme, tehdit Dosya incelenerek gereği düşünüldü;İddianamede sevk maddeleri arasında gösterilmemiş olsa dahi, sanığın mağdurlar M.. A.. ve F.. A..'a hitaben "sizi burada barındırmayacağım" diyerek sair tehdit suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK'nın 106/1-2. cümlesi gereğince dava zamanaşımı süresi içerisinde her zaman bir karar verilebileceği gözetilerek yapılan incelemede;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.Sanığın, yanında hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen O.. T.. ile birlikte, mağdurların işlettiği 7/24 Eleven isimli işyerine daha önceleri de gidip bira ve sigara almasına rağmen ücretlerini ödemediği, aynı gece üçüncü kez ismi geçen işyerine gidip dolaptaki bira şişelerini yere atarak kırdığı, her iki mağdura hitaben “sizi burada barındırmayacağım, Mustafa gelip gidip senin paranı alacağım, seni burada yaşatmayacağım” dediği, işyerinin caddeye bakan camını eliyle vurarak kırdığı somut olayda;1- Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesinde;Mağdur M.. A..'un 25.01.2011, diğer mağdur F.. A..'un ise 09.06.2011 tarihinde Cumhuriyet savcısı huzurunda şikayetlerinden vazgeçtiklerini beyan etmiş olmaları karşısında, soruşturması ve kovuşturması şikayete bağlı olan suç nedeniyle TCK'nın 73/4. maddesi gereğince düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının şikayetten vazgeçme nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,2-Sanık hakkında tehdit suçundan kurulan beraat hükmünün temyiz incelemesinde;Mağdurların beyanlarına göre; sanığın mağdur M.. A..'a “seni yaşatmayacağım” dediği, tanık olarak dinlenen taksi sürücüsü Ö.. Ç..'in 25.01.2011 tarihli kolluk ifadesinde sanığın bu sözlerini duyduğunu beyan etmesine rağmen 07.05.2013 tarihli duruşmada taksinin içerisinde olması nedeni ile tehdit sözlerini duymadığını beyan etmesi karşısında tanığın beyanları arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçesi ile beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.