Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28517 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13821 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 15/06/2011NUMARASI : 2010/343 (E) ve 2011/272 (K)SANIK : S.. G..SUÇ : Dolandırıcılık Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın, şikayetçinin güvenlik şefi olarak çalıştığı işyerine giderek, yaptığı yiyecek alış verişinin ödemesi sırasında, 7,00 TL'lik alışveriş karşılığında 100,00 TL para verdiği, kasiyer olarak çalışan Gamze Nuray'ın 100,00 TL'nin üzerini vermek üzere iken, sanığın bozuk parasının olduğunu söyleyip, 100,00 TL'yi geri alıp, 7,00 TL'yi verdiği, ancak kasiyere 100,00 TL'sini geri almadığını söyleyerek, 100,00 TL para aldığı, bu kez de 100,00 TL parasını bozdurmak istediğini söyleyerek, kasiyere 100,00 TL'lik banknotu verdiği, parasını almasına rağmen bozdurmak istediği parayı almadığını söyleyerek, Gamze Nuray'dan 100,00 TL para daha aldığı somut olayda; sanığın kabulü, şikayetçi anlatımı ve bilirkişi raporuna göre dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 24 gün olarak tayin edilmesi;Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla “24 gün”, “8 gün”, “6 gün” ve “120 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün”, “ 1 gün”, “1 gün” ve “20,00 TL” ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.