MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;1- Sanıklar hakkında verilen hükümlere yönelik katılanın yapmış olduğu temyiz talebinin incelenmesinde;Katılanın yokluğunda verilip 18.06.2009 tarihinde tebliğ olunan 26.05.2009 tarihli mahkûmiyet hükmüne yönelik, katılanın yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 26.06.2009 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,2- Sanık ...’ın verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik yapmış olduğu temyiz talebinin incelenmesinde;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Temyiz talebinde bulunmayan sanık ...'in daha önceden tanıdığı katılan ...'ya İslâhiye’de satılık bir tarla olduğu ve ucuza kapatabileceğini söylediği, katılanın yeğeni ile birlikte söz konusu tarlaya geldiği, ...’ın sanık ...'i katılana tarla sahibi ... dayı olarak tanıttığı, tarlanın başında pazarlıkla 40.000 TL'ye anlaşıldığı, katılanın tarlada 20.000 TL'yi sanıklara verdiği, kalanını tapu işlemlerinden sonra vereceği hususunda da anlaşmaya varıldığı, bu esnada sanık ...'ın kimliklerinin yanında olmadığı, tapu işlemleri için kimliklerini alıp döneceklerini beyan ederek sanık ... ile olay yerinden ayrıldıkları ve katılana beklemelerini söyledikleri, katılanın sanıkları beklemesine rağmen gelmedikleri, katılanın ...'ı cep telefonu ile aradığı, ...’ın yol ayrımında araç beklediklerini gelip almalarını istediği, söylenen yere giden katılan ve yeğeninin tekrar ...’ı aradığı ancak ulaşamayınca dolandırıldığını anlayarak şikâyette bulunduğu olayda, Temyiz talebinde bulunmayan sanık ...’ın daha önce ... olarak bilinen ...ile birlikte ...’te ... isimli kişiyi dolandırdığını, sanık ...’i simaen tanıdığını beyan etmesi, katılan ve tanığın sanıklarla yargılamanın hiçbir aşamasında yüzleştirilmemeleri ve teşhis yaptırılmaması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için sanık ...’in ve adı geçen ... isimli şahsın fotoğraflarının temin edilerek ..isimli kişinin kim olduğu hususunda katılan ve tanık ...’a teşhis yaptırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de;Sanık hakkında belirlenen temel gün para cezasının TCK’nın 52. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi sırasında sonu adli para cezasının 80 TL yerine 100 TL olarak belirlenmek suretiyle fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.