Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28428 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23941 - Esas Yıl 2014





.MAHKEMESİ : . Asliye Ceza Mahkemesi.Suç : Mala zarar verme, tehditDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.Katılanın Şen Apartmanının yöneticisi olduğu, olay tarihinde sanığın apartman altında bulunan dükkanına araç yanaştırmak için çekiç ile briketten örülme ortak kullanılan bahçe duvarını kırarak kasten mala zarar verdiği, katılana hitaben "Burayı kıracağım ve depoma yol yapacağım, ben buradan yolu geçireceğim, kaldırımı da kıracağım, depoma kamyon götüreceğim kimse de engelleyemeyecek," sözleri ile tehdit ettiği, böylece sanığın üzerlerine atılı mala zarar verme ve tehdit suçlarını işlediği iddia edilen olayda;1)Sanık A.. K.. hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükme yönelik temyizinin incelenmesinde;Tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit bulunmadığı gerekçesine dayanan mahkemenin kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,2)Sanık S.. İ.. hakkında tehdit ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyizin incelemesinde ise;a)Sanığın olay esnasında kullandığı "Burayı kıracağım ve depoma yol yapacağım, ben buradan yolu geçireceğim, kaldırımı da kıracağım, depoma kamyon götüreceğim, kimse de engelleyemeyecek" şeklindeki sözlerde, tehdit suçunun unsurları bulunmadığı halde yazılı şekilde karar verilmesi,b)Suça konu ortak alanda bağımsız bölüm maliklerinin tamamının iştirak halinde mülkiyet sahibi oldukları ve bu itibarla maliklerden herhangi birinin diğer kat maliklerinin rızaları olmadan ortak alana müdahalesinin hukuki koruma kapsamında kalamayacağı,bu itibarla sanığın ortak alanda yer alan yapıyı yıkarak zarar vermesinden ibaret eyleminin TCK'nun 151/1 maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı gözetilerek eylemi akıl hastalığının etkisi altında işleyen sanık hakkında, TCK'nun 32/1 ve CMK'nun 223/3-a maddeleri gereğince Ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle beraat hükmü kurulması,Kabule göre de;Sanık hakkında beraat kararı verilmiş bulunmasına göre, bizzat suç teşkil etmeyen çekiçin yasal malikine iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.