MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmaHÜKÜM : BeraatNitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından, ayrıca sanık ... hakkında verilen beraat hükmü sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanıkların, fiilen bir işyerinde çalışmadıkları halde çalışmış gibi göstermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda,1-Sanık ... müdafininin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanık ... müdafiinin 13/11/2012 havale tarihli dilekçesi ile, hakkında verilen hükümleri temyiz ederek süre tutum dilekçesi verdiği, 24/12/2012 havale tarihli dilekçesi ile de hükümlerin onanmasını talep ettiği anlaşılmakla, sanık ... müdafiinin 24/12/2012 havale tarihli dilekçesinin temyiz talebinden vazgeçme niteliğinde olması nedeni ile 5271 sayılı CM'nın 266/1 maddesi gereğince dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE,2-Katılan vekilinin, ... hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesinde;... hakkında temyize konu olabilecek herhangi bir hüküm bulunmadığı anlaşılmakla, katılan vekilinin vaki temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 318. maddesi gereğince REDDİNE, 3- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkındaki nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgenin düzenlenmesi esnasında yalan beyanda bulunma suçlarından kurulan hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanıkların çalıştıklarını belirttikleri fakat fiilen çalışmadıkları işyerinin paravan olmayıp aktif olarak çalışan gerçek bir işyeri olduğu, işveren tarafından sanıklara ait sigorta primlerinin yatırıldığı, buna göre, ortada bir kurum zararı bulunmadığı gibi, sanıkların hile teşkil eden eylemlerinin de bulunmadığı, somut olayda, işveren ile katılan kurum arasında idari ve hukuki bir ihtilaf bulunduğu, ayrıca, kurumun denetim olanığının ortadan kaldırılmamış olması nedeniyle de resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunun da yasal unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, beraat hükümlerinin kanuna aykırı olduğuna ve eylemin suç teşkil ettiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,4-Sanık ... hakkında verilen hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;Sanığın hüküm tarihinden sonra 01/02/2013 tarihinde vefat ettiğinin UYAP'tan temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında; hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilip verilmeyeceğinin mahkemesince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 16/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.