MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar vermeHÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Müştekinin, sanığın dedesine ait işyerinde kiracı olduğu, tarafların arasında kira ilişkisinden kaynaklı sorunlar bulunduğu, sanığın müştekiyi işyerinden çıkartmak için devamlı suretle rahatsız ettiği ve bunu sağlamak için müştekinin işyerine taktırtmış olduğu 3 adet güvenlik kamerasını farklı tarihlerde kırdığı, ayrıca daha önceden de müştekiye ait otomobilin ve ofisinin camlarını kırdığı, ofisinin içerisine taş attığı, ofisinin telefon kablosunu kestiği ve ofisin telefon antenini kırdığı, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın yargılamanın her aşamasında söz konusu güvenlik kameralarını kırdığını ikrar etmesi karşısında, sanık ve müşteki beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla, bu gerekçeye dayanan mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı TCK'nın 52/4 maddesine göre; “Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir' 'hükmünün öngörüldüğü gözetilmeden, sanık hakkında para cezasına ilişkin hüküm verildikten sonra, bu cezanın iki eşit taksitle ödenmesine karar verilerek taksit sayısının yanlış belirlenmesi,Bozmayı gerektirmiş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Kanun’un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün ilgili kısmına "para cezasının birer ay arayla 4 eşit taksitle ödenmesine ''ifadesi yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.