Tebliğname No : KYB - 2013/384327Güveni kötüye kullanma suçundan şüpheli M.. G.. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/06/2013 tarihli ve 2013/39912 soruşturma, 2013/23372 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/07/2013 tarihli ve 2013/1283 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 04.12.2013 gün ve 2013/18235/73567 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.12.2013 gün ve 2013/384327 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda, olay tarihinde müşteki şirket mağazasında çalışan şüphelinin 2011 Yılı içinde mağazada yapılan sayımlarda stok ve kasa eksiği çıkması sonucu, bu eksiklerden şüphelinin sorumlu olduğu gerekçesiyle hırsızlık ve hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçlarını işlediğinden bahisle 10/04/2013 havale tarihli dilekçe ile müşteki şirket vekilince şikayette bulunulduğu, ancak şüphelinin müşteki şirket aleyhine daha önce ücret ve tazminat davası açmış olduğu, Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan soruşturma sonucu olay tarihinden uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen daha önce şikayette bulunulmadığı, şüpheli alacak davası açınca karışılık olarak şüpheli hakkında suç duyurusunda bulunulduğu gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişse de, hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçunun takibi şikayete bağlı olmayıp olaydan hemen sonra şikayetçi olunmamasının suçun işlenmediğini göstermeyeceği, şikayet dilekçesinin ekinde bulunan şüpheli hakkındaki tutanakların şirket çalışanları tarafından şüpheli hakkında tutulmuş olduğu ve bu tutanakların suçun işlenmiş olduğuna dair yeterli şüphe oluşturacak nitelikte olduğu, söz konusu tutanaklarda imzası olan kişilerin ifadelerine başvurulmadan eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmakla, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden; İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 26/07/2013 tarih ve 2013/1283 D. İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince, BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine 17/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.