MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli mala zarar verme, tehdit, hakaretHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanılış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.Sanığın, Çorum Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/237 E. sayılı dosyasındaki açık yargılaması neticesinde 09.11.2010 tarihli duruşmada hakkında mahkumiyet hükümlerinin tefhimi sonrasında “Bu nasıl adalet?” diye bağırıp kâtip önündeki monitör ile görüntülü kayıt imkanı sağlayan cihazı yere atması, ses kayıt işleminde kullanılan mikrofonu kırması, sandalyeleri yerinden sökmesi ve jandarma tarafından duruşma salonundan çıkarılmak istenirken “...hepinizi sinkaf ederim...hepinizi öldüreceğim, yaşatmayacağım...” sözlerini sarfetmesi eylemlerinin “nitelikli mala zarar verme”; “tehdit”; “hakaret” suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilme tarihine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının 1 no'lu ve 3 no'lu ana başlıklarının 7., 2 no'lu ana başlığının ise 8. paragraflarının çıkartılarak yerlerine “TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yazılı sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilme tarihine, 1.fıkrada yazılı diğer haklardan ise 2.fıkra gereğince cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” paragrafları yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.