Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25888 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12299 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : DolandırıcılıkHÜKÜM : BeraatDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Somut olayda; Beykoz V.D. mükellefi ... Ticaret ünvanlı işletme sahibi sanık ...'ın, ... Bankası Akıncılar Mahallesi ...şubesi nezdinde çek hesabı bulunan oğlu ... ile fikir-eylem birliği içinde hareket ederek, sanık ...'in 15/03/2006 tarihi itibariyle "rıza dışı elden çıktığından bahisle ödememe talimatı verdiği suça konu 20/03/2006 ve 20/04/2006 keşide tarihli, sırasıyla... ve... seri no'lu 4.500 ve 5.000 TL miktarlı, ... namına düzenlenmiş çek yapraklarını keşide ederek babasına verip onun da alışverişe konu mal karşılığı katılan......A.Ş. ticari ünvanlı şirkete birinci ciranta sıfatıyla işletmesi namına cirolayıp 27/10/2005 tarihi itibariyle anılan şirket kayıtlarına geçecek şekilde vererek haksız yarar sağlamaları eylemlerinin sübutu halinde TCK'nın 158/1-f maddesinde tanımlanan "nitelikli dolandırıcılık" suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri tayin ve takdiri görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek "görevsizlik kararı" verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.