MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Sanığın, katılanın yetkilisi olduğu şirkette pazarlamacı olarak çalıştığı, şirketin müşterilerinden tahsil ettiği 20.000 YTL tutarındaki çekler ile parayı,şirkete ait seri numarası 2.500’den başlayıp 2.550’ye kadar olan tahsilat makbuz koçanı ile kendisine teslim edilen şirkete ait ... marka cep telefonunu iade etmediği ayrıca katılan firmada çalıştığı sırada .... San. Tic. Ltd. Şti. ünvanlı paravan şirket kurup 55.000 YTL tutarında mal sipariş edip anılan firmaya gödermek suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;Her ne kadar 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi uygulanmamış ise de, sanığın belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasının, kasten işlenen suçtan dolayı hapis cezası ile cezalandırılmasının kanuni sonucu olması nedeniyle, bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 43/1. maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünü birden fazla ihlal ederek, değişik zamanlarda birden fazla kez kendisine yapılan ödemeleri katılana teslim etmeyip menfaat temin etmiş olması karşısında, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması, aleyhe temtiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.Belirlenen gün para cezası, adli para cezasına çevrilirken, uygulama maddesi olarak 5237 sayılı TCK'nın 52/2 maddesi yazılmamış ise de, bu eksikliğin mahallinde tamamlanması mümkün görülmüştür.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 6352 sayılı Kanunun 100 maddesi ile değişik CMK'nin 324/4 maddesi ek cümlesinin devlete ait giderlerinin 21/07/1953 tarih ve 6183 sayılı Amme Alacaklarını Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderlerin devlet hazinesine yükletilmesine karar verilir, hükmüne rağmen terkin tutarı olan 20 TL altındaki yargılama giderinin sanığa yükletilmesine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından yargılama giderine ilişkin kısmın çıkartılıp yerine, "CMK'nın 324/4 maddesi ve 6352 sayılı kanunun 100. maddesine ek cümle gereğince terkin sınırı altında kalan yargılama giderinin kamu üzerine bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.