MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanık ...’un katılan ... ile bir süre arkadaşlık edip ayrıldıkları, sanık ...’un da bu ayrılıktan sonra katılan ...’e karşı husumet beslediği, bu amaçla kardeşleri olan sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ...’a katılan ...’in arabasını yakmalarını söylediği, bu amaçla 10.09.2009 tarihinde sanık ...’un katılanın aracını ve evini tarif ettiği ve kardeşleri olan sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ...'ı aracı yakmaları için gönderdiği, ancak sanık ...’ın suça sürüklenen çocuk ... ile birlikte katılan ...’in aracı sandıkları diğer katılan ...’ye ait aynı marka aracı yaktıkları ve olay yerinden ayrıldıkları, yanlış aracı yaktıklarını anlayan sanık ...’un, kardeşleri ...a doğru aracı yakmaları için katılan ...’in evini ve aracını tarif ettiği, bunun üzerine suça sürüklenen çocuk ...’ın abisi sanık ... ve arkadaşları temyiz dışı sanık sanık ...’i de alarak birlikte 15.09.2009 tarihinde bir marketten kibrit ve ekmek aldıkları, arkasından da Çorum Merkez Sanayi Caddesi üzerinde Gulf Petrolde bulunan marketten 2 adet su aldıkları, suları boşaltıp aynı petrol istasyonundan şişelerine benzin doldurdukları ve katılan ...’in evinin yakınına gittikleri, ancak arabayı bulamadıkları, sanık ...’ın abisi sanık ...’u arayarak “yeşil binanın önünde araba yok” dediği, sanık ...’un da “ iftara eve gelir, bekleyin biraz” dediği, sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ...'ın katılan ...’in gelmesi için beklemeye başladıkları, daha sonra katılan ...’in aracıyla geldiği, bunun üzerine temyiz dışı sanık ...’in direksiyona geçtiği ve katılanın evinin bir alt sokağında aracı çalışır vaziyette beklediği, sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ...’ın katılanın aracının bulunduğu sokağa doğru gittikleri, suça sürüklenen çocuk ...'ın sokağın başında gözcülük yaparak beklediği sırada sanık ...'ın da iftar vakti olması nedeniyle etrafta kimsenin olmamasından yararlanarak aracı benzin dökerek yaktığı, daha sonra aşağı sokakta bekleyen arabalarına binerek olay yerinden kaçtıklarının anlaşıldığı olayda sanık ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ...'ın 15.09.2009 tarihinde katılan ...'e yönelik, sanıklar ...'un 10.09.2009 tarihinde katılan ...'ye yönelik eylemlerinin mala zarar verme suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Katılanlardan ...'ın ... plaka sayılı aracının Toyota Corolla marka 1995 model ve beyaz renkli olduğu, katılanlardan ...'nin ...plaka sayılı aracının da Toyota Corolla marka 1996 model ve beyaz renkli olduğu, araçların birbirlerine çok benzediği, yapılan zabıta araştırması ile de katılanların evlerinin birbirlerine mesafesinin 50 metre civarında olduğu, sanıklardan ...'ın 17.09.2009 tarihinde müdafii eşliğinde ve polis huzurunda alınan beyanında, katılan ...'in abisi ... ile ilişkisi olduğunu ve peşini bırakmadığını, peşini bırakması ve kendisine gözdağı vermek için abisi ... ile birlikte katılan ...'in aracını yakmaya karar verdiklerini belirttiği, sanık ...'ın katılan ...'nin aracını yaktığını kabul etmemekle birlikte,15.09.2009 tarihli eylem sırasında yanında bulunan sanık ...'in soruşturma safhasında 17.09.2009 tarihinde alınan beyanında, olay yerine gittiklerinde sanık ...'ın abisi ...'u aradığını ve yeşil binanın önünde araç bulunmadığını söylediğini, bunun üzerine abisinin iftara geliyor biraz bekleyin dediğini, bu sırada...'ın 2-3 gün kadar öncede geldiklerini ve...'in arabası diye başka bir Toyotayı yanlışlıkla yaktıklarını, ancak yakılan aracın...'in aracı olmadığını sonradan öğrendiklerini söylediğini belirttiği, sanık ...'in sanık ...'ın arkadaşı olduğu ve kendisini suçlamasını gerektirir herhangi bir durumun bulunmadığı, kaldı ki sanık ...'in bu anlatımının olaya uygun olduğu, zira sanık ...'ın alınan tüm savunmalarında katılan ...'in aracını görmediğini, ancak Toyota marka olduğunu bildiğini belirttiği, bu haliyle katılanlar... ile ...'nin araçlarının aynı model ve aynı renk oldukları da dikkate alındığında sanık ...'ın araçları karıştırdığı ve ilk olarak 10.09.2009 tarihinde katılan ...'in aracı zannederek katılan ...'ye ait ...plaka sayılı aracı yaktığı, yanlış araç yaktığını öğrenmesi üzerine bu kez 15.09.2009 tarihinde gerçekten yakmak istediği katılan ...'e ait ... plaka sayılı aracı yaktığının anlaşılması karşısında 10.09.2009 tarihli olaya ilişkin tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.Dosya kapsamına göre, sanık ...'ın, kendisini ruhsatsız silah taşımak suçundan ihbar eden, önceden aralarında gönül ilişkisi bulunan ve ancak sonradan aralarına soğukluk giren katılan ... Altuntaş'ın aracına yönelik olarak, kardeşleri olan diğer sanıklar... ve ...'ı atılı suçu işlemeleri yönünde azmettirdiğinin sabit olduğu gözetilerek sanık ...'ın TCK'nın 38. uyarınca cezalandırılması gerektiği halde, sanık ...'ın 15/09/2009 tarihli eylem yönünden yardım eden konumunda kabul edilerek hakkında aynı kanunun 39/2-a maddesinin uygulanması sureti ile hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, yine sanık ...'ın tekerrüre esas alınan Çorum 1. Asliye Ceza Mahkemesine ait ilamın esas numarasının 2009/253 yerine 2009/523 olarak yanlış yazılması da, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.5395 sayılı Kanun'un 3/a-2 maddesine göre kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk için suça sürüklenen çocuk ifadesinin kullanılması gerekirken sanık ifadesinin kullanılması mahallinde düzeltilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak;a-5237 sayılı TCK'nın 151/1 maddesinde hapis ya da para cezası öngörüldüğü halde sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında hapis cezasının yanında para cezasına da hükmedilmesi,b-5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilmeye kadar 53. madde 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkında kurulan hüküm fıkralarından adli para cezalarına ilişkin kısımların tümünün çıkartılması, yine 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, " 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c) bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.