Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25859 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11843 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma (suç vasfı değişikliğiyle)HÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkâr etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Sanığın katılanın evine gelerek duşakabin takacağını söyleyerek 180 TL ye anlaştıkları ve katılanın 100 TL kapora verdiği, sanığın ise ... Dekorasyon Malzemeleri San. Tic. Antetli satış sözleşmesi düzenlediği, katılanın sonraki günlerde işinin yapılmaması nedeniyle şikayetçi olduğu, bu suretle sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, Sanığın, hileli hareketlerde bulunarak katılandan haksız menfaat temin ettiğine dair tüm dosya içerisinde belge ve delil bulunmadığı, sanık ile katılan arasındaki uyuşmazlığın eser yapma sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu kapsamda hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, bu nedenle dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlarının yasal unsurları itibariyle oluşmadığı dikkate alınarak, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden,yazılı şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyete hükmolunması,Kabule göre de,Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanıklara fazla ceza tayin edilmiş olması,Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.