Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25810 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16745 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Konut dokunulmazlığını ihlal, nitelikli mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girildikten sonra çıkmayan kişi konut dokunulmazlığı suçunu işlemiş olur. Konuta girmek,failin bütün vücudu ile tamamen konuta girmesi demektir. Bu nedenle, konutun eklentisi içinde olmamak kaydıyla, pencereden içeriye bakma, kapıyı dinleme camı tıkırdatma, dış kapı zilini çalma bu suçu oluşturmaz. Konuta veya eklentisine nereden girildiğinin önemi yoktur. Konuttan çıkmamak, konut sahibinin rızası ile girilen konuttan, söz, hareket ve tavırlarıyla kendisini çıkmaya davet edilmesine rağmen, çıkmamaktadır.Suçun oluşması için, sahibinin rızası olmadan girilen yada rızayla girildikten sonra istendiği halde dışarı çıkılmayan bir konut veya eklentisi olmalıdır. Konut, (mesken) bir kimsenin geçici de olsa oturmak için sığındığı her nevi yer olarak tanımlanabilir. Medeni kanunun 19 uncu maddesinde tanımlanan her ikametgah TCK. anlamında bir konuttur Kişinin ihtiyaçlarından bir veya bir kısmının yerine getirildiği yani yaşamsal faaliyetlerini geçirdikleri yer konuttur. Konutun bir bina olması şart değildir. Konut eklentisi (müştemilat) ;konuta bitişik yada onun yakınında olan, konut veya benzerî yapıların kullanılış amaçlarından herhangi birini tamamlayan diğer yapılar veya yerlerdir. Balkon, koridor, sahanlık, etrafı çitle çevrili avlu, eve ait etrafı duvarla çevrili bahçe, buna örnek gösterilebilir. Diğer bir anlatımla, girilmesi konutta oturanların huzur ve güvenliğini bozabilecek konuta bağlı veya pek yakın ek yapılar veya yerlerdir. Avlu, ahır, bahçe, taraça, samanlık, odunluk,kömürlük,balkon gibi yerler eklentidir. Konut veya eklentiyi dış dünyadan ayırıcı belirtiler,o yer sahibinin yaşama biçimi,mevcut olanakları,sosyal ve ekonomik durumu ile kültürel ve yöresel özelliklere, gelenek ve göreneklere göre farklılıklar gösterebilir. Bu husus,olaysal olarak değerlendirilmeli,tayin ve takdir edilmelidir. Apartman giriş kapısından sonraki koridorların,merdiven ve merdiven boşluklarının, daire giriş kapısı ön kısımlarının, sahanlıkların apartmanda oturanlara ait ortak “eklenti” olduğunun kabulü gerekir. Apartman dış kapısının açık kalması, bu kısımların eklenti olma niteliğini etkilemeyeceği gibi eklenti sayılmamasına da neden olmaz. Dış kapının konması;bu yerlerin dış alemle ilgisinin kesildiğine ve yasa dışı bir amaçla içeri girilmesine izin verilmediğine ilişkin iradenin bir göstergesidir. Merdivenler ve sahanlık, konuta giriş çıkış için zaruri, konutun kullanış amacını tamamlayan ve sağlayan, konuta bağlı yerlerdendir. Her isteyenin bu yerlere girmesi ve yararlanması olanaksızdır. Sahanlık ve merdiven olmadan konut olamayacağı gibi, konut olmadan da merdiven ve sahanlık olamaz. Bu itibarla konut ve apartman merdiveni birbirinden ayrılmaz birer parça ve merdivenler konutun eklentileridir. Suçun, cebir kullanmak suretiyle işlenmesi, ağırlaştırıcı nedendir. Cebirin konut içinde bulunan herhangi bir kişiye karşı kullanılmış olması yeterlidir. Konut için rıza beyan etmeye yetkili kişiye yapılması zorunlu değildir. Cebirin, kişilere karşı kullanılması maddenin konusudur. Eşyaya karşı kullanılan cebir hâlinde ağırlaştırıcı neden uygulanmaz. Burada söz konusu olan cebir,kasten yaralama suçunda tanımlanan ve kişide basit bir tıbbı müdahaleyle giderilebilecek olan fiziki güçtür. Bu ölçünün ötesinde bir etki meydana getirmiş ise hem bu suç oluşacak hem de kasten yaralama suçundan dolayı ayrı ayrı cezalara hükmedilecektir.Suçun tehdit kullanılmak suretiyle işlenmesi ağırlaştırıcı nedendir. Failin konut sahibini kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirerek bu suçu işlemesi hâlinde, maddenin son fıkrası uyarınca ceza tayin edilecektir.Fiilin gece vakti işlenmesi, ağırlaştırıcı nedendir. Gece vakti TCK' nın 6. maddesinde tanımlanmıştır. Gece vakti güneşin batmasından bir saat sonra başlar ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresidir.Sanıkların, gece vaktinden sayılan 00.30 sıralarında misafirlerini yolcu etmek amacıyla evinin bahçesine çıkmış olan mağdurun boynuna bıçak dayayarak para istedikleri, polis ekibinin gelmesi üzerine sanıkların adli raporlarının alınması amacıyla ...nde bulundukları esnada ise sanık ...'in, duvarda monteli bulunan klimaya vurarak çatlak oluşmasına neden olduğu, bu suretle sanıkların gece vakti birden fazla kişiyle birlikte silahlı yağmaya teşebbüs ve sanık ...'in ayrıca kamu malına zarar verme suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; 1-Sanık ... hakkında nitelikli mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde, Sanık beyanı, tutanaklar ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın mahkumiyetine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,2-Sanıklar hakkında konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde, Mağdurun, hazırlık aşamasındaki ifadesinde, sanıkların boğazına bıçak dayamak suretiyle kendisinden para istediklerini beyan ettiği ve bu beyanı duruşmada alınan ifadesinde tekrar ettiği, tanık ...'in ise mağdurun bu beyanını doğruladığı anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması amacına yönelik olarak, mağdurun ifadesi alındıktan sonra dosyaya sunduğu dilekçede, sanıkların kendisinden para istemediklerini, boğazına bıçak dayadıkları için şikayette bulunduğunu sandığını, hazırlık aşamasındaki ifadesini okumadan imzaladığını beyan etmesi karşısında, mağdurun tekrar ifadesi alınıp, ifadeleri ve dilekçesi arasındaki çelişkinin giderilmesi, tanık ...'in beyanına itibar edilmemesinin nedenleri kararda tartışıldıktan sonra, yağma suçu bakımından sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeksizin, sanıklar hakkında yağma suçundan dava açılmasına rağmen suç vasfının değiştiği belirtilerek konut dokunulmazlığını ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 27/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.