Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 258 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20291 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Ticarî faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan yada şirket adına hareket eden kişilerin ticarî faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK'nın 158/1-h bendinde nitelikli hâl kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir.Türk Ticaret Kanunun Madde 14'te, tacir;"(1) Kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmî bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. “denilmektedir.Ticaret şirketleri, aynı kanunun madde 124'te”(1)Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir.(2) Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.Kooperatif yöneticilerinin, kooperatifin faaliyeti kapsamında, dolandırıcılık suçunu işlemeleri de nitelikli hâl, kabul edilmiştir. Üye sayısı dolmasına rağmen, üyeliğe kabulün devamından bahsederek üye kayıt edilmiş gibi kişinin parasının alınması bu suç tipine örnek gösterilebilir. Kooperatif yöneticilerinin kimler olduğu 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 55 ve devamı maddelerinde tanımlanmıştır. Madde55 -Yönetim Kurulu, kanun ve anasözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir.Bu suçun oluşabilmesi için, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin dolandırıcılık suçunu ticari faaliyetleri sırasında işlemiş olmaları gerekir. Keza, kooperatif yöneticilerinin bu nitelikli halden cezalandırılabilmeleri için suçun kooperatifin faaliyeti kapsamında, işlenmesi gereklidir. Bu suçun faili tacir veya şirket yöneticisi yada şirket adına hareket eden kişi yada kooperatif yöneticisi olabilir.Sanık ...'ın, ...Sicil ...'nun...sicil numarasında tescilli ... Turizm İşletme İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin suç tarihi itibariyle hissedarı ve şirketi tek başına temsile yetkili yönetim kurulu başkanlığına seçildiği, sanığın şirket yönetim kurulu başkanı olarak 20.03.2009 tanzim tarihli 29.04.2009 vade tarihli 1.400.000 USD tutarlı, kendisini lehdar ve katılan şirketi de borçlu olarak gösterdiği bono düzenlediği, bu bonoyu da sanık ...'a ciro ederek verdiği, sanık ...'ın da sanık ...'e bonoyu ciro ederek verdiği, sanık ...'in bonoyu vekili marifetiyle ....İcra Müdürlüğünün 2009/21985 Esas sayılı dosyası üzerinden takibe koyduğu, sanık ...'ın savunmaları, anonim şirketlerin hisselerinin nama yazılı hisse senetlerini elinde bulunduranlara ait olması, sanık ...'ten alınarak ...'e verildiği iddia edilen 1.400.000 USD (amerikan doları) nın miktarı itibariyle, her hangi bir teminat, yazılı delil olmadan elden verilmesinin hayatın olağan akışını ve ticari teamüllere aykırı olması, sanık ...'ın, sanık ... veya katılan şirketten alacağı olduğuna, sanık ...'e de borcu olduğuna dair delil bulunmamasına rağmen bu kadar yüksek meblağlı senedi ciro ederek sanık ...'e vermesi birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, sanık ...ın katılan şirketin yönetim kurulu başkanı olarak, diğer sanıkların şirketten herhangi bir alacağı olduğuna dair yazılı delil bulunmamasına rağmen, kendisini alacaklı, katılan şirketi de borçlu gösteren 20.03.2009 tanzim tarihli, 29.04.2009 vade tarihli 1.400.000 USD tutarında senet düzenleyip, ciro yolu ile diğer sanıklara verip,sanık ...'in de icraya koyarak sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan olayda; sanık ...'ın savunmasında, bonoyu sanık ...'ten şirkete ortak yapmak karşılığı olarak ...'ten aldığı 1.400.000 USD karşılığı düzenlediğini, ...'ten aldığı parayı şirketin gizli ortağı konumunda bulunan tanık ...'e verdiğini, ...'in şirkete ait hamiline hisse senetlerini ...'e teslim edilmek üzere kendisine vermediği için şirketi borçlandıran, de lehdar olarak gösteren senedi düzenleyip, ... ile kendisi arasında aracılık eden ...'a verdiğini beyan etmesi , diğer sanıkların da savunmalarının aynı yönde olması, sanıkların yargılama sırasında yaptıkları savunmalarında tanık ...'in katılan şirketin gizli ortağı olduğunu belirtmeleri, ..AŞ ve Treasure .. şirketleri ile katılan şirketin aralarında ticari ilşkiler bulunması, bu şirketler ve tanık ... arasında havale edilen ve sanıklarca kendileri tarafından verilen para havalelerinin olduğunu iddia etmeleri karşısında, katılan şirkete ait defter kayıt ve belgelerin, ayrıca adı geçen diğer şirketlerle aralarındaki hesap hareketlerinin dosya içerisine getirtilmesi, .. ... şirketinin kimlere ait olduğu ve tanık ... ile ilgilerinin tespit edilmesi, suça konu olayla ilgili hukuk mahkemelerinde devam eden dosyaların tespit edip celp edilerek delil niteliğindeki belgelerin onaylı fotokopilerinin dosya içerisine alınması, ayrıca eyleme iştirak ettiği iddia edilen sanık ... hakkında.... Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/84 esas sayılı dosyası ile bu dosyanın birleştirilip sonrasında mahkemece seçilecek uzman bilirkişi heyetince sanık ...'ın düzenlediği suça konu bononun katılan şirkete ait hisse devri ile ilgili olup olmadığının tespit ettirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının taktir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.