MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, mala zarar verme HÜKÜM : MahkûmiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Yalova Merkez Jandarma Komutanlığına gelen ... Sanayı Sitesi karşısı eski... Petrol benzin istasyonunun arkasında bulunan Telekom Müdürlüğüne ait telefon kablolarının kesilerek hırsızlanmakta olduğu ihbarı üzerine, Yalova Merkez Jandarma Komutanlığında görevli jandarma ekibinin olay yerine gittiklerinde, suça sürüklenen çocuk ...'nın elinde balta ile Telekom Müdürlüğüne ait telefon kablolarını kesmekte olduğu, sanık ...'ın da kabloları toplamakta olduğu, suça sürüklenen çocuk ...'ın olay yerinde yakalandığı, sanık ...'ın ise Jandarma görevlilerini görünce olay yerinden kaçtığının anlaşıldığı olayda, sanık ve suça sürüklenen çocuğun eylemlerinin kamuya ait eşya hakkında hırsızlığa teşebbüs ve kamu malına zarar verme suçlarını oluşturduğunun iddia edildiği olayda;1-Sanık ... hakkında nitelikli hırsızlığa teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz isteminin incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 2-Suça sürüklenen çocuk ... hakkında nitelikli hırsızlığa teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz isteminin incelenmesinde;5395 sayılı Kanun’un 3/a-2 maddesine göre kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk için suça sürüklenen çocuk ifadesinin kullanılması gerekirken sanık ifadesinin kullanılması mahallinde düzeltilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;a-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 106/4 maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrilmeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,b-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.maddesine aykırı olarak suça sürüklenen çocuğa 5271 sayılı CMK’nın 150/2.maddesi uyarınca atanan zorunlu müdafii için suça sürüklenen çocuktan vekalet ücreti alınmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün ilgili kısmından "taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtarına" ilişkin bölüm ile 254 TL müdafi ücretinin suça sürüklenen çocuktan tahsil edilmesi ile ilgili bölümün Çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA,2-Sanık ... ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik suça sürüklenen çocuk müdafi ve sanığın temyiz isteminin incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;Sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... tarafından katılan kuruma ait telefon kablolarının çalınmak istenmesi sırasında zorunlu olarak kesilmesi suretiyle, çalınmak istenen malın aynına zarar verildiği anlaşılan olayda, hırsızlık suçu dışında ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilemeyeceği gözetilmeden, sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında her iki suçtan hüküm kurularak fazla ceza verilmesi, Kabule göre de;5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 106/4.maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile suça sürüklenen çocuk ...'nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.