Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25655 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16945 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Katılanın, taşınmazının satması için 20/05/2009 tarihinde sanığa bir vekaletname verdiği, sanığın bu taşınmazı, 23/06/2009 tarihinde eşine tapuda devrettiği, eşinin de daha sonra başkasına devrettiği, sanığın yapılan bu işlemlerin hiçbirini katılana söylemediği gibi henüz taşınmazını satamadığını söyleyerek katılanı sürekli oyaladığı, bu arada bu taşınmazı kendi borçları için ipotek ettirmeye karar verdiği, katılan, bir yıl sonra tapuda yaptığı incelemede taşınmazın gerçekte başkasına devredilmiş olduğunu gördüğü ve 16/07/2010 tarihinde sanıktan şikayetçi olduğu, böylece sanığın vekalet ilişkisi çerçevesinde yapması gereken işi yapmayıp kötüye kullanarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildi??i olayda, sanık, katılan ve tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Suçun işleniş şekli ile suç sebep ve saikleri dikkate alınarak mahkemenin alt hadden temel cezayı belirlemesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekili ve sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla “300 gün”, “250 gün” ve “5.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla “5 gün” , “4 gün” ve “80 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.