Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25530 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15637 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu malına zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir....ya ait otobüsü kullanan ... ile sanık arasında trafikte yol vermeme meselesi yüzünden çıkan tartışma sırasında, sanığın belediye otobüsünün camına eli ile vurarak çatlamasına neden olduğu somut olayda; sanığın ikrarı, şikayetçinin beyanı ve olay tespit tutanağına göre kamu malına zarar verme suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katlan vekili ile sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 06.04.2010 tarih ve 2010/4-71 Esas, 2010/76 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi; 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesiyle, bir infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir deneme süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesinin, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyeceği ve TCK'nın 51/3. maddesi gereğince denetim süresinin 1 yıldan az olamayacağı gözetilmeden denetim süresinin 10 ay olarak belirlenmesi,Sanık hakkında hükmolunan cezanın kısa süreli hürriyeti bağlayıcı ceza olmasına rağmen TCK'nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilmesi suretiyle TCK'nın 53/4. maddesine muhalefet edilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı kanunun 322.maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının denetim süresine ilişkin kısımındaki “ 10 ay” ibaresi çıkartılarak yerine “1 yıl” yazılması ile TCK'nın 53. maddelerinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.