MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar verme, kasten yaralamaHÜKÜM : Beraat, mahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü; Mala zarar Verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur.Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur.Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur.Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder.Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır.Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır.Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanığın katılana vurarak yaraladığı ve işyerinin camını kırmak suretiyle zarar verdiğinin iddia edildiği somut olayda;1-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hüküm bakımından yapılan temyiz isteğinin incelenemsinde;Sanığın atılı suçu işlemediğine dair aşamalarda değişmeyen, istikrarlı ve birbirini tamamlayan savunmaları ve katılan ...'in beyanları karşısında, sanığın atılı suçu işlediğine dair soyut iddiadan başka mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve somut deliller elde edilemediği anlaşılmakla, sanığın beraatine ilişkin kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,2-Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hüküm bakımından yapılan temyiz isteğinin incelenemsinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre;katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;5237 sayılı TCK'nın 51/3. maddesindeki, cezası ertelenen hükümlü hakkında bir yıldan az denetim süresine hükmedilemeyeceğine dair düzenlemeye muhalefet edilerek sanık hakkında 3 ay 10 gün denetim süresi belirlenmesi,Bozmayı gerektirmiş, katılanın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının denetim süresi belirlenmesi ile ilgili kısmındaki "2 ay 15 gün süre ile" ifadesinin çıkarılarak yerine, "1 yıl süre ile" ibaresi yazılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.