MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma,yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Sanık ve katılanın kardeş oldukları, taraflara babaları ... adına tapuda kayıtlı Mutaflar Köyü 1004 parsel sayılı taşınmazın miras kaldığı, bu araziye katılanın sanıktan habersiz olarak ikamet etmek maksatlı konteynırdan baraka yaptırdığı, sanığın bu nedenle katılanın kendilerinden habersiz taşınmaza müdahalede bulunmasına kızarak eline aldığı kazmanın sivri ucuyla barakada delikler açtığı ve tahtadan yapılan balkonu yıktığı, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık ve katılan beyanları ile t??m dosya kapsamına göre atılı suçun sanık tarafından işlendiği anlaşılmakla hakkında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.Olayda haksız tahrikin koşullarının oluşmadığı gözetilmeden sanık hakkında TCK'nın 29. maddesi gereğince uygulama yapılmak suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın suç tarihinde 65 yaşını bitirmiş olduğunun anlaşılması karşısında TCK'nın 50/3 maddesi uyarınca hapis cezasının 50/1 maddesinde belirtilen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.